24 Ekim 2019 Perşembe

Deplase Keyifler # Denizli


Hep peşinden iz sürdük yol bilmeden...

Nisan 2019'da gittiğim Ankaragücü deplasmanı sonrası yine Fenerbahçe için sabahın ilk ışıklarında düşüyorduk yola. Sevgili arkadaşım, zamanında bu blogda konuk yazar olarak yazılar da yazan Yücel Özmetin ile beraber Denizlispor-Fenerbahçe maçı için gidiyorduk.

Günler öncesinden başlayan heyecan asla bitmedi ve maçın son saniyesine kadar devam etti. Belki de hayatımızda en çok üzüldüğümüz, ağladığımız maçı yaşadığımız stada ilk kez gidiyorduk. Bunu değil bugün, son nefesi verene kadar unutmak mümkün değil. O stat, o şehir bizler için her zaman o maçla hatırlanacak.

Sabah 7:45 İzmitte buluşma, 08:15 hareket, 6 saat yolculuk ve gün ortasında Denizli.

Denizli'ye normalde o yoldan gidilmediğini öğrenmemize rağmen köylerin içinden gittik. Yine de çok zorlanmadık. Normalde Afyon üzerinden gidildiğini söyleyen arkadaşlarımızı dinlememeyi biz tercih ettik.

İnternette ''Denizli'de ne yenir?'' yazdığımızda karşımıza Denizli Kebabı çıkıyor. Hemen en meşhur yere gittik. Ancak Pazar günü olduğundan kapalıydı. Daha sonra çevredeki dükkanlara sorunca ''Bugün Pazar, iyi kebab yoktur, bayatları verirler'' deseler de onları da dinlemedik. Gittik Kebabçı Kadir diye bir dükkana oturduk. Siparişimizi verdik. Israrla çatal istememize rağmen garson çocuğun ''Abi elle yenir'' baskılarına boyun eğmedik ve çatal kullandık. Bu arada lafı gelmişken söyleyeyim, elle yenmesinin bir anlamı yok.


Denizli Kebabı kuzunun ön kol, kaburga gibi parçalarının odun ateşinde pişirilmesiyle hazırlanıyor. En büyük özelliği olarak hiç ateş görmemesi söyleniyor. Fırının içindeki tuğlaların sıcaklığı ile uzun süre pişiyormuş. Kuzunun sadece kemikli kısımları kullanılıyor. Fırından çıkan et parçalanıyor, lavaşlar iyice yağlanıyor ve öyle servis ediliyor. Et oldukça yumuşak, insanın ağzında dağılıyor ama biraz ağır. Sanırım az yemek lazım. Bu arada internette en favori mekan olarak Kocabaylar Kebap söyleniyor. Giderseniz orasını deneyin. Fotoğrafta yer alan tepsiye + içeceklere 90 TL ödedik. Tanıdık bir mekana gitsek belki de bu yediğimizden çok daha iyi bir kebab yemiş olacaktık. Bunu da bilmiyorum.


Yemeğimizi yerken çarşıda - gerçi orası çarşı mı onu da bilmiyoruz- biraz gezdik ve Denizli'nin bir numarası olmadığını gördük. Gerçi gezmeden bir şehir hakkında atıp tutmayalım. Belki de iyi şehirdir.

Saat 16:30 gibi stadın yanına hareket ettik. Yemek yediğimiz yerden 10 dk. Stat asla gözükmüyor. Evlerin arasında kaybolmuş. Denizlispor bu stadı umarım başka yere taşımak zorunda kalmaz. Hatta umarım yenilemez de. Gayet şirin, diğer statlardan farklı bir havası var. Kale arkasındaki ''Loca evler'' bile güzellik katıyor.

Maç öncesi Denizlispor taraftarlarının Fenerbahçe'ye olumsuz bir kaç hareketi olsa da öyle büyük bir olay duymadık.

Maç öncesi stat karşısında biralarımızı içerek maç saatini beklemeye başladık. Saat 17:30 gibi içeri girdik, erkenden girdiğimiz için Kadıköy'den daha rahat giriş yaptık. Polislerin ciddi arama yapmaması da dikkatimi çekti. Belki de bana öyle denk gelmiştir.


Stat ; Stadı beğendim, zemin çok iyiydi. Tek bir tribünün iki katlı olması, hiçbir yerde tel örgü olmaması güzel detaylardı.

Fenerbahçe tribünleri; Bir önceki Galatasaray maçından dolayı Fenerbahçe tribününün tamamı cezalıydı ancak ona rağmen oldukça iyi bir tribün vardı. Özellikle UNİFEB, UNİGFB  ve Ege temsilcilikleri ile beraber oldukça iyi tribün yaptık. TV'de maçı izleyen insanların olumlu yorumlarından ya da Denizlispor tribünlerinin ıslıklarından bunu net şekilde anlıyorduk. Daha iyi deplasman tribünleri gördüm mü? Gördüm. Ancak bu da iyiydi. Zaten Fenerbahçe'nin deplasmanda kötü tribününü görmedim. Deplasman tribünleri iç saha tribünlerinden daha iyi.

Denizlispor tribünleri; Özellikle 4 taraftar grubu olmasına anlam veremedim. Hepsi birleşse Denizlispor için çok daha faydalı olur. Yalnız maraton tribününün ortasında yer alan grup çok iyiydi. Skor 0-2'ye geldiği an bile seslerini duyduk. Diğer gruplar onlarla birleşmeli.

Maç; Fenerbahçe maçın başından sonuna kadar topa sahipti. Sahada istediğini bilen görüntüdeydi. 0-2'ye bulduktan sonra anlamsız kaleci hatası olmasa maç güle oynaya biterdi. O dakikadan bitiş düdüğüne kadar anlamsız stres yapsak da maçı 1-2 kazanmayı başardık. Ancak tribünden maç analizi yapacak kadar maçı takip edemedim. Sadece Emre'ye ayrı parantez açmak lazım. Çok büyük oyuncu. Fenerbahçe'ye geldiği zaman kafamda soru işaretleri vardı ancak şu an takımda en çok saygı duyduğum oyuncu. Bir ara ona özel bir yazı da yazacağım.

Denizlispor tribünlerinin sürekli 2006'ya laf atması sinir bozucu ancak bir taraftarın hayatta tutunacak bir şey bulması lazım. Denizlispor taraftarlarının da olayı bu. 


Denizlispor golünde stat yanındaki evlerde yakılan meşaleler.


Fenerbahçe maç sonunda takım halinde tribünlerin önüne kadar geldi, taraftarları alkışladı. Ancak açıkcası ben Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı olsam her maç sonunda kendim ya da bir yöneticimi deplasman tribünün önüne yollar, oraya gelen taraftarlara teşekkür ederim. Elbette oraya gelen kimse başkan ya da yönetici gelip bize teşekkür etsin demiyor ancak bence güzel bir jest.

Denizli'de yüksek sesle müzik dinletme olayı yok. Maç sonrası bile açmadılar. Gerçi bunun nedeni çevrede evlerin yakın olmasıdır.

Deplasman yapmak bir taraftar için ne anlam ifade ediyor bilmiyorum ama benim için çok başka bir zevk. Milyonlarca taraftarı olan bir takımı gidip deplasmanda desteklemek bana gurur veriyor. Sanki takım orada bana emanet. Daha çok tezahürat yapıyorum. Gole daha çok seviniyorum. Galibiyette daha mutlu oluyorum. Yenilgide daha çok üzülüyorum. Umarım hayatımın sonuna kadar ara ara deplasman yapma fırsatı elde ederim.



Denizlispor golünde çıkan gol sesi?

Deplasmanda atılan gole sevinmek, maç sonu ev sahibi tribünleri ile makara yapmak, tribünde eğlenerek beklemek, takımı tribünlere çağırmak, binlerce ev sahibi takım taraftarlarını susturmak paha biçilemez.

Şehrin çıkışında bir köprüde bir büyük yıldız var. Fazla anlamlı...

07:45 İzmitte başlayan yolculuk, 04:15'de evde olmamla son buldu. Yorgunluk, uykusuzluk, hastalık... Hiçbir şey önemli değil. Gün içinde sorular başladı. Sırada hangi deplasman var?

Hiç yorum yok: