Fotoğrafta gözüktüğü gibi ''Bize hep Okul Açık'' ya da ''Bize her yer Okul Açık''.
Meseleye keşke en başından beri böyle yaklaşsak ve passolig'e karşı gerçekten bir duruş sergilesek-sergileyebilseydik. Sezon başında passolig yok diye kombine almış bir Fenerbahçe taraftarı olarak kulüp passolig'e imza attıktan sonra maçlara gitmeme kararı alabilirdim. Daha önce defalarca yazdığımı bir kez daha yazayım. Hayatta bir çok şeyden vazgeçebiliyoruz ama stattan ve Fenerbahçe'den vazgeçemiyoruz. Ne olursa olsun bir şekilde yolumuzu stada çeviriyoruz. Tribüne kupa getirmeyen futbolcular, Alex tezahuratı yaptığımız için direkt bize olmasa da bizim tribüne doğru hakaret eden kulüp başkanı, taraftar gruplarına karşı engeller, yaptırımlar olmasına rağmen koyun gibi yine o stadyuma gidiyoruz ya bu da bizim hatamız işte. Gerçi bu sebeplerden dolayı stada gitmeme kararı almak da var, bir kişi yüzünden neden stadı terkedeyim, maça giderim demek de var.
Galatasaray maçında olduğu gibi Beşiktaş maçında da parkta radyodan maçı dinleyecektik. Gerçekten büyük heyecan oluyor. Tavsiye ederim herkese. Bu sefer biraz daha kalabalık, daha organize şekilde parktaki yerimizi aldık.
Saat 15:00 gibi yanan mangal saat 22:00'de söndü. Yemek ihtiyacımızı kendimiz parkta karşıladık. Üşüyünce yaktığımız ateş ile ısındık. Mücadelenin ilk dakikasından son dakikasına yine büyük bir heyecanla maçı radyodan dinlemeye çalıştık.
Yoğurtçu Parkı sabahına dönelim. Sürekli burada veya twitter'da park güzellemeleri yapıyorum ama hakediyor. Cidden hayatımda en mutlu olduğum yerlerin başında geliyor. Tek ben değil, herkes mutlu. Herkes park olayına başka bakıyor. Ne telefona, ne saate, ne de haberleşmeye gerek olmadan maç günü potaların oradaki banka gelen arkadaşlarımız ile buluşuyor muhabbetimizi ediyor maç saatini bekliyoruz. Bu hafta yine müthiş bir kadro ile bunu gerçekleştirdik.
Mücadeleyi radyodan dinledik ve yine kazandık. Galatasaray maçı ve Beşiktaş maçı. 6 puan. Gol yemeden alınan 2 galibiyet.
Yoğurtçu Parkı'nın uğuru.
Gol anı ; Maç sonrası İzmite gideceğim için arabayla giden arkadaşım ile beraber 89.dakikası arabaya doğru hareket ettik. Tam arabaya binecekken gol sesi geldi, sevindik falan ama arkadaş gol falan diyor, ben inanmıyordum. Şaşkınlık var. Hemen arabaya binip radyoyu açtık ve golü tescil edip bir kez daha sevindik. Yine de bir daha maç bitmeden parktan adımımı atmam.
Radyo > Televizyon. Dilencilik yapalım.
Biz maçları radyodan dinlemeye devam etmesek de her maç öncesi parkta olmaya devam edeceğiz. Zaten maç öncesini yaşamadan stada girmek dünyanın en kötü olayı. Artık bahar da geliyor park daha da güzel olacak. Gerçi sadece 4 maçımız kaldı. Birini de Pazartesi oynayacağız.
Sizlere de tavsiye; Parkta maç öncesini çimlerde geçirin. Keyif almama şansınız yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder