İnsanlar depremden günler sonra çadırsız yaşarken, soğukla mücadele ederken, enkaz altında kalan akrabalarının, arkadaşlarınaın cenazelerine bile ulaşamazken, ciddi zorluklar yaşarken, temel gıdalara ulaşamazken, doğru düzgün tuvalet bulamazken, duş alamazken hayat bir kısım insan için devam ediyor. Elbette bu devam etmek eskisi gibi değil. Olamaz da. Binlerce insanın öldüğü bir yerde vicdanı olan bir insanın ben eski hayatına uzunca bir süre dönebileceğini düşünmüyorum. Tabii bu elbette dönmemelisiniz demek değildir. Çünkü kimin nasıl üzüldüğünü, kimin o bölge için neler yaptığını, kimin hayata karşı nasıl adapte olabildiğini ya da üzüntü karşısında nasıl eskiye dönme şekli kullandığını bilemeyiz. O yüzden kimseyi yargılamamak lazım.
En son yazdığım yazı üstünden devam edeceğim. Böylelikle burada bir yazı dizesi oluşsun istiyorum. Unutmayalım istiyorum. Bu blogu okuyan 1 kişiye bir şeyleri hatırlatabilirsem ne mutlu bana.
Deprem acısı devam ediyor. 27 Şubat 2023 tarihinde Malatya'da yine deprem oldu, yine evler çöktü, yine insanlar enkaz altında kaldı, yine ölenler oldu, yine yaralananlar oldu. Depremin olduğu ilk günden bu yana toplam olan deprem sayısı 10 bine yaklaştı hatta geçmiş bile olabilir.
Kızılay'ın AHBAP'a çadır sattığı ortaya çıktı. Kızılay başkanı bunu çıkıp gayet normal bir şeymiş gibi açıkladı. Utanmıyorlar da. Yalnız ben bazı olayları her açıdan değerlendirmek istiyorum. Burada Haluk Levent ilk günü bizi bu konuda bilgilendirmeliydi. Elbette bunu Haluk Levent ve ekibinin yaptığı onca harika şeyden sonra keşke olmasaydı diyerek geçeceğim.
Kızılay skandalından sonra insanlar artık yeter diyerek tepkilerini dile getirmeye başladı. Türkiye İşçi Partisi üyeleri Kızılay önüne gidip basın açıklaması yapmak istedi, yardım tırları yüklenirken polis müdahalesi ile karşı karşıya kaldılar. Bir yandan koliler tırlara taşınırken bir yandan polisle konuşma içindeydiler. Milletvekilleri Barış Atay ve Ahmet Şık müdahale ortasında kaldı.
25 Şubat 2023. Futbolun Türkiye'de tekrardan döndüğü tarih. Fenerbahçe stadında hem depremzedeler için güzel detaylar vardı hem de hükümet aleyhine istifa tezahüratları. Atkılar depremzedeler için atıldı, şehirler için tezahüratlar yapıldı. Depremde ölen Fenerbahçelilerin listesini kulübe ulaştırdım ve kulüp sağolsun reklam panolarında yer verdi. Şahsım adına bunun için yönetime çok teşekkür ediyorum.
Hükümet istifa tezahüratları yükseldi. Yalan yalan yalan, dolan dolan dolan... şeklinde tezahüratlar yapıldı. Ve hemen hükümet destekçileri tarafından Fenerbahçe taraftarları hakaretlere uğradı. Bunun yanlış olduğu söylendi. Fenerbahçe tribünleri elbette bunu dinlemeyecektir. Kimse o tribünleri susturamaz.
Ertesi günü bu kez sahneye Beşiktaş çıktı. Önce müsabakanın 4.dakikasında şahane bir farkındalığa imza atarak yanlarında gelen peluş oyuncakları sahaya attılar ve depremzede çocuklara yolladılar. Olağanüstü hareket.
Hükümet istifa tezahüratları orada da devam etti. Devlet Bahçeli hemen açıklama yaptı. Ardından kulüp üyeliğinden istifa etti. Beşiktaş kurtuldu.
27 Şubat 2023 tarihi itibariyla kulüpler birliği açıklama yaptı. Ayrışma değil birleşmenin tarafından olmalıymışız. Süleyman Soylu da bu açıklamalara devam etti.
Fenerbahçe yönetimi twitter hesabından bu açıklamayı paylaştı. Taraftarları birlik ve beraberliğe itti. Bir taraftar olarak bir kez daha hayal kırıklığına uğradım. Ben o statta insani olarak tüm duygularımı yansıtabilirim. Futbol asla sadece futbol değildir. Kimse tribünleri dizayn etmeye kalkmasın, tribünleri susturma şansınız yok.
Tayyip Erdoğan Adıyaman için helallik istedi. Gerçekten olayları objektif takip eden binlerce, milyonlarca insan hakkını helal etmediğini söyledi. İlk günler her şeye hakimiz diyenler şimdi helallik istemeye başladı.
Cumhurbaşkanı insanlara nakit para dağıttı. Görüntüleri utanarak izledim.
50 bin insan ölmüşken ve tek kişi istifa etmediyse ben şahsen hükümet istifa demeye devam edeceğim. Bu benim anayasal hakkım.
Son olarak şunu söyleyeyim; Türkiye'de tribünleri sustaracak herhangi bir güç yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder