Fenerbahçe'nin Avrupa Ligi üçüncü ön eleme turu ilk maçında sahasında Slovacko'yu 3-0 yendiği maçı Kadıköy Şükrü Saracoğlu Stadyumu'nda izleme şansı elde ettim. Erkenden İzmit'ten yola çıkış, nefis Kadıköy havası, Moda semtinin şahane lokasyonu ve kaliteli yaşam, sahilin güzelliği, insanların keyifli geçirdikleri zaman, Yoğurtçu Parkı'nın her zaman olduğu gibi insana mutluluk veren hali, insanların stat dışındaki coşkusu, çalan davul-zurna, yapılan tezahüratlar, Lefter, Alex ve Can Bartu gibi isimlerle çekilen fotoğraflar, Fenerium'ların dolu olması, heyecanla stada erkenden giriş, nefis Maraton alt tribün açısı, stadın şahane zemini, aydınlık havalarda Kadıköy'ün bir başka gözükmesi, oyuncuların ısınırken denediği farklı metotlar, antrenörlerin tüm ısınmanın tam içinde olmaları, futbolcuların tribünlere çağrılması, omuz omuza ile başlayan maç, iyi futbol, yapılan taktiksel hamleler, atılan şahane goller, alınan şahane galibiyet ve avantajlı skor gibi detayları biraz daha açarak burada anlatabilirdim ancak benim anlatmak isteyeceğim şey Fenerbahçe tribünlerinin içinde bulunduğu durum.
Maç öncesi herkes kendi halinde tezahürat yapıyor, maçı bekliyor. Oyuncuları tribünlere çağırıyorlar, deplasman yasağı hakkında tezahüratlar yapıyorlar. Maç öncesi omuz omuza ile tribünler iyi gibi başlıyor ancak daha sonrası üzücü gelişmeler. Öncelikle Okul Açık tribününü de stadı da yöneten grup doğal olarak Genç Fenerbahçeliler. Ancak gerek beste seçimleri, gerek arabesk tezahüratlar ile beraber çok daha coşkulu olması gereken stadın atmosferini tam olarak yansıtamıyorlar. Migros tribününde bir grup farklı bağırıyor, Okul Açık zaten farklı, Maraton Üst farklı. Böylece 3 tribünde, 3 farklı ses çıkıyor. Hadi diyorum bu olur. Tribünler tüm tezahüratları aynı anda yapmak zorunda değil ama biz böyle alışmadık. Biz yıllarca o tribünlerde yine GFB'nin başlattığı tezahüratlara herkesin katıldığını görüyorduk. Yine diğer tribünler bir tezahürat girdiği zaman bu kez GFB katılıyordu. Ancak durum şu an böyle değil. Maç boyunca 3 tribün de farklı tezahüratı söyledi. 3 tribün de birbirlerinin tezahüratına katılmak istemedi. Maraton üst ''Ne Cimbom Ne Kartal...'' tezahüratını sadece Okul Açık'ın bir bölümüyle yaptı. O anlar GFB başka tezahürat yapıyordu. Yine maraton-fenerium ve maraton-kuzey tribün karşılıklı tezahüratlarında da GFB farklı şekilde bağırmaya devam ediyordu. Mesele GFB, KFY, UNİFEB meselesi değil. Fenerbahçe tribünleri bir arada bir tezahüratı da yapamıyorsa orada ciddi bir ego sorunu vardır. Herkes kendi tezahüratını yapmak istiyor. Dk 72 yeni adıyla Kuzey, eski adıyla Migros tribününden SARI-LACİVERT-ŞAMPİYON-FENER tezahüratı başladı. Bu tezahüratın bu kadar erken yapılmasının nedeni de bakın tribünleri biz de yönetiyoruz tavrıdır. Yoksa bu tezahüratın yıllardır hangi dakika yapıldığını hepimiz biliyoruz. Onun dışında skor 2-0, rakip 10 kişi, rakibin üstüne çökme şansımız var, insanlar tutkuyla maça gelmiş, keyifliler ve tribünler ''Anlasana'' tezahüratı giriyor. Koskoca Fenerbahçe tribünleri beste bulamıyor mu ve alıp şarkıları tribünde söylüyor? Neden onlarca iyi tezahüratımız varken bu anlamsız şarkıları tribünlerde söylüyoruz? Neden yıllarca karşılıklı tezahüratların yapıldığı stadyumda bu kadar az karşılıklı tezahürat yapılıyor? Neden gruplar birbirlerinin tezahüratlarına katılmıyor? Neden daha düzgün beste seçimleri yapılmıyor? Neden her maçı sadece 3-4 beste ile kapatıyoruz? Neden sahada olanlara tam olarak hakim değiliz?
İşin özeti Fenerbahçe tribünleri bölünmüş durumda, birbirlerinin tezahüratını söylemiyorlar, birbirleriyle yarış içinde davranıyorlar. Burada kazanan yok, kaybeden Fenerbahçe. Kaybedilen Kadıköy'ün yıllarca ''cehennem'' diye tabir edilen atmosferi. Bu konuda Fenerbahçe yönetiminin bir an önce tribün gruplarıyla konuşup sorunu çözmesi gerekiyor. Tribünlerde tezahürat konusunda yapılan bu yarış ilerleyen günlerde daha ciddi problemlere yol açabilir. Herkesin Fenerbahçe için geldiği bu stadyum çok daha iyi olmayı hakediyor. Umarım ilerleyen maçlar güzel tribünleri, tek ağızdan yapılan tezahüratları ve tribünlerin bir olduğunu konuşuruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder