16 Ağustos 2019 Cuma

Oradaydım # Uefa Süper Kupa 2019; Liverpool-Chelsea


Uefa Süper Kupa maçının Türkiye’de oynanacağı açıklandığı zaman ‘’Orada olmalıydım.’’ dedim. Daha sonra sezon ilerledi ve finali Liverpool ve Chelsea gibi iki İngiliz takımının oynayacağı belli oldu. Uefa resmi sitesi üzerinden bilet başvurusu yaptım, kura çekildi, bilet çıktı, ödemeyi yaptım ve maç saatini beklemeye başladım. 


Maç günü saat 18:00 civarında Beşiktaş semtinde oldum. Maçın havası her anlamda vardı. Etrafta bir çok formalı, atkılı insan görmek mümkündü.

Önce 1 saat Şairler Parkı’nda takıldım. Orada bir şeyler içip sohbet etsek de Beşiktaş taraftarlarının toplanma yeri olmuş bir yerdi. 5 dakikada bir kavga çıkıyordu, sürekli Beşiktaş tezahüratları yapılıyordu. Oradan Beşiktaş Köyiçi’ne geçtik. Orada da durum farklı değildi. Sadece bir mekan iyi organize olmuş Chelsea taraftarları ile doluydu onun dışında Liverpool ve Beşiktaş taraftarları ağırlıktaydı. Yine Beşiktaş tezahüratları ve Fenerbahçe'ye küfür vardı.

Gün boyunca Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Liverpool, Chelsea, Adana Demirspor, Kocaelispor, Göztepe, Sakaryaspor, Arsenal, Real Madrid, Tottenham, Karşıyaka formalı veya ürünlü insan gördüm.

10 TL’ye Liverpool-Chelsea maç atkısı aldım. Stat yanına kurulan yerlerde orijinal ürünler el yakıyordu.

Saat 19:30 gibi stadın yanında olduktan, arkadaşlarla sohbet ettikten sonra saat 20:30 civarı stada girdik.

Bu arada bileti olmadığı halde stat çevresine gelen binlerce insan vardı. Tezahürat yapıyor, bira içiyor, atmosferi yaşıyor, maç saatini bekliyordu.



Açıkcası maça girerken sıkı aramaların olacağını düşünmüştüm ancak öyle olmadı. Normalde Şükrü Saracoğlu Stadyumu’na girerken daha çok aranıyorum. Elimdeki powerbank ve sarj kablosuna bakmadılar bile. Arama bile 5 saniye sürdü.

Vodafone  Park’a ilk kez geldim. Stat gerçekten güzel. Giriş-çıkış çok rahat. Tuvaletler temiz, koltuklar rahat, saha görüşü oldukça başarılı. Akustik de fena sayılmaz. Zemin daha iyi olabilirdi.

Statta Liverpool taraftarlarının büyük çoğunluğu vardı. % 90’a 10 desek abartmış olmayız sanırım. Resmen maç Liverpool’un evinde oynanıyor gibiydi.

Futbolcuların ısınmasını bile büyük bir keyifle izledim. Dünyanın en iyi futbolcularının, en iyi 3 hocasından birisinin sahada olması insanı heyecanlandırıyordu. Bu arada ısınma anının büyük bölümünü Klopp Chelsea'yi takip ederek geçirdi. Sanırım ona özgü bir şey.



Maç öncesi şovu Türkiye tanıtımı şeklindeydi, daha iyi olabilirdi. 



Maç; Chelsea beklediğimden çok daha iyiydi, Liverpool maça konsantre olmakta zorlandı. Özellikle Kante, Pedro, Jorginho’yu büyük bir keyifle izledim. Van Dijk’i izlemek büyük keyifti. Salah zaman zaman iyi işler yapsa da pek iyi maç çıkarmadı. Mane acayip topçu. Böyle bir hız yok. Maçın hızı, topun sürekli oyunda kalması, mücadele derken tribünde maçı izlerken çok etkilendim. Gerçekten adamlar çok başka bir seviye futbol oynuyorlar. 
Normal sürede 2 gol, uzatma bölümünde 2 gol, penaltılarda 9 gol. Toplam 13 golü izleme şansı buldum. Maç gidebileceği son noktaya kadar gitti. Bu da bizim şansımız.

Atmosfer
; Açıkcası zaman zaman statta çıt çıkmayan bir ortam vardı. Zaman zaman Liverpool tribünleri, zaman zaman Chelsea tribünleri ve zaman zaman Beşiktaş taraftarları seslerini duyurdu. YNWA anında iyi atmosfer vardı.


Maçın hakemlerini çok beğendim. Şahane maç çıkardılar. 

Maç öncesi Liverpool tanıtılmadan önce YNWA, Chelsea tanıtılmadan önce Chelsea marşı çaldı. Statta atmosferin en yoğun yaşandığı andı.


Canlı canlı YNWA dinlemek büyük keyif oldu. Maç sonunda futbolcuların önümüzde omuz omuza söylemesi ise efsane andı. Bu ana şahitlik etmek güzel olay.



2014’de oynanan  Ludogorets-Liverpool maçından sonra 2.kez bir Liverpool maçını statta izleme şansı buldum. O maç oynayan futbolculardan sadece Henderson sahadaydı.

Bir insan bir maçta neden sahaya girer? Anlamak mümkün değil. Maç sonrası girdiğinde Liverpool kalecisi Adrian’ı sakatladı. Gerçekten kepazelik.

Tribünlerden İspanya bayrağı almak için giden Liverpool teknik kadrosundan bir ismi görevlililerin taraftar sanması, peşinden koşması, zeminden çıkartmak istemesi…


Statta ilk kez seri penaltı atışları izledim. Benim uzun yıllardır yaşamak istediğim bir olaydı. Böylesi bir maça kısmetmiş.


Klopp gerçekten farklı hoca. Çok acayip bir enerjisi var. Ekrana geldiğinde stat yıkılıyordu.


Ekranlarda maç anında tekrarların gösterilmesi, maçın oradan yayınlanması alışık olmadığımız şahane detaydı.

Statta satılan her şey pahalıydı.


Chelsea sahaya çıkarken tüm stadın ıslıklaması?

Türkiye’de hangi statta böyle bir maç oynanırsa oynansın iş bir yerden sonra stat sahibi takım taraftarlarının tezahüratlarına döner. Çok da abartmamak lazım bu olayı.

Hayatımda ilk kez sonunda kupa verilecek bir maça gittim. Kupa töreni izledik. Güzel olay.

Penaltılar önümüzdeki kaleye atılsa iyiydi.


Son söz olarak da böylesi bir maçı tribünde izlediğim için kendimi şanslı hissediyorum. Maç gününde 70-80 Euro'ya biletime talipler çıktı. Umarım Haziran ayında yine İstanbul'da oynanacak Şampiyonlar Ligi Finali'ni de statta izleme şansı yakalarım.

Hiç yorum yok: