23 Eylül 2014 Salı

Maç Günlüğüm # 124


Futbol konusunda kendini yetkili sanan, ülke futbolunu her geçen gün daha da çekilmez hale getirenler ve siyasetçilerin adımları ile başlayan, ancak başladığı günden bu yana hiçbir faydasını görmediğimiz Passolig saçmalığı yüzünden boş tribünler ile başlayan bir Süleyman Seba sezonu.

Kadıköy'de Pazar günü son şampiyon sahaya çıkacak ama etrafta maç havası yok. Passolig yüzünden maça bilet satılmıyor. Sadece kombine sahipleri yönetim tarafından verilen geçici kombine kartlarla maça girebiliyor. Evet Fenerbahçe yönetiminin Passolig konusunda direnmesi, imza atmaması güzel detay ama imza atmıyorsan bilet satabilecek adımları atacaksın ve ligin 3.maçında Kadıköy'de dolu tribünlere oynayacaksın.  Ayrıca şimdiye kadar iki maç kaçtı, madem Passolig'siz başladın bu saatten sonra da imza atma, kendi çözümünü bul. Passolig istemiyoruz diye net bir duruş koymaya devam et. Takdir etmeye devam edelim.


Passolig'in girmediği Yoğurtçu Parkı'nda yine dostlarla keyifli sohbet. Passolig olmayan yerlerde huzur var. Yoğurtçu Parkı o yerlerden birisi. Gelen herkes mutlu.  

Parka kombine çıksa alacak arkadaşlarım var. Ben de alırım.

Semt bizim, takım bizim, park bizim.

Tribünlere girerken inanılmaz rahatlık var. Ancak bu yapılan düzenden değil, Passolig'den kaynaklanıyor. Çünkü cidden Okul Açık tribününe giren kimse yok. Zaten tribünlerde 250-300 kişiydik.

Migros boş, Okul açık boş, kombine biletin ağırlıkta olduğu Maraton ve Fenerium tribünleri biraz daha dolu. Yine de boş tribünlere oynandı desek yanlış olmaz.

Okul Açık üst katta 25 kişiyiz. Yanlış değil, 25 kişiyiz. Ne set var, ne bağıran kitle. Passolig ve Fenerbahçe yönetiminin sayesinde Okul Açık boş. Neden Fenerbahçe yönetimi diyorum, çünkü Genç Fenerbahçeliler kombine almasın diye üst katın kombinelerini bu sezon öncesi satışa çıkarmadılar. Tabii yönetim demek ne derece doğru bilmem, Aziz Yıldırım & Genç Fenerbahçeliler kavgası tribünleri boşalttı.

Mücadele'yi bana göre penaltı olmayan bir penaltıyla 1-0 kazandık. Emre'nin golü. 
Gökhan Gönül'ü çok seviyordum, yine de seviyorum ama 2 sene öncesiyle arada uçurum var. 2 sene öncesinde Alex sonrası 2.sıraya yazardım. 


Yine de boşta olsa tribünlerden bahsedelim. 34.dk Ali İsmail Korkmaz tezahuratları çok iyiydi. Ve maçın en güzel anları 2.yarı ortalarında başladı. Maraton Üst önderliğinde başlanan ''
yenilsen bile maçın sonunda, sırılsıklam olsun o forma.'' tezahuratları ile beraber tribün en azından iyi bir seviyeye geldi. Ağızlara sağlık.


Mücadele 1-0 bitti ama kimsede eski coşku, heyecan yok. Ve bana göre eski sevinç de yok kimsede. Bu nereye kadar gidecek bilmem de tribünleri hızla bitirdiği gerçeğini yetkililer de bir an önce görür umarım.

Fenerbahçe için maçlara gitmeye, buraya bir şeyler karalamaya devam.


1 yorum:

varol döken dedi ki...

güzel yazı olmuş valla.