Arjantin 4 Hollanda 2

Gecenin 01:45'i evde gol diye ayağa fırlıyorum, babam uyanacak. 110.dakika ''Yeter artık, sabah iş var.'' diyerek uyumayı tercih etti.  Annem ''Hollanda'ya yazık oldu. '' diyor. Üzülüyor onlara. Beraber izliyoruz. Ben Arjantin doğumluyum sanki. Öyle seviniyorum.

Messi'yi ben sevdiğim için annem de seviyor. Messi atar kesin diyor, atıyor. Başa dönelim.

Mücadelenin 120 dakikası futbol adına en azından benim istediklerimi vermedi. Bazı 0-0'lık maçlar çok iyi olur. Pozisyon, tempo. Bu maç öyle değildi. Çok yavaş oynayan iki takım. Yalnız savunmalar inanılmaz konsantre, maç boyunca neredeyse hata yapmıyorlar. Herkes olması gereken yerde. Kaleyi bulan şut yok.

Penaltılar anında heyecan tavan yapıyor, yerimde duramıyorum. Vlaar topun başına geliyor, Romero kurtarıyor. Seviniyorum ama rahatlama yok. Arjantin adına ilk penaltıyı Messi atacak, öyle bir penaltı atıyor ki biraz rahatlıyorum. Robben'in klas penaltısına Garay'ın şahane penaltısı geliyor. Avantaj sürüyor. Sneijder geliyor, atar diyorum, atamıyor, Romero kurtarıyor. Avantajı iyice alıyoruz. Agüero ve Kuyt net penaltılar ile skoru 2-3 yapıyor. Maxi atarsa Arjantin finalde. Geliyor güzel bir vuruşla topu ağlara yolluyor. Messi'in ortasaha noktasından ellerini açarak koşması gibi evin içinde ayağa fırlıyorum.

Messi'nin finalde olmasını, Arjantin taraftarlarının yaptıkları tezahuratlar, coşku ile beraber finalde olmasını büyük bir mutlulukla karşılıyorum.

O kupa Messi'nin ellerinde kalkarsa çok daha mutlu olacağım.

Yalnız onu geçelim de Dünya Kupası bitiyor be Altan.