12 Haziran 2012 Salı

Euro 2012, İlk Maçlar, Yaşananlar


Aylarca bekle böyle kötü maçlarla, kötü turnuva ile karşılaş. Bu yorumu kesin olarak yapabilirdim ama ilerleyen günler ne gibi olayların, ne gibi maçların yaşanacağını bilmiyoruz. Belki bütün sezon yaşanılan süreç, futbola bıkkınlık, belki Türkiye'nin olmaması gibi etkenler yüzünden Euro 2012'ye istediğimiz özeni gösteremiyoruz. Gerçi özen göstermiyoruz dediğimiz turnuva öncesi sticker albümleri yapıldı, bütün gazeteler, ekler alındı, Ali Murat Hamarat'ın Eurosport'a yazdığı yazıların çıktısı alındı, maçlar esnasında bakılıyor, dergiler alındı, hatta Hayatım Futbol gibi netten çıkan dergiler uğraşarak kağıda döküldü. Yani içimizde turnuva öncesi bir istek yoktu diyemeyiz.

Turnuvanın ilk günü Roland Garros maçı ile beraber başlayan turnuva'ya Federer-Djokovic maçı bitiminde ile döndüm. Ne açılış törenleri, ne santra anını izlemedim. Ancak şunu düşünüyordum. '' Ne kadar sıcak bakmasam da kanalı açıp 3 dk izleyince o moda gireceğim, heyecanlanacağım. '' . Öyle de oldu aslında. Polonya-Yunanistan maçına dönünce görüntü kalitesi - TRT HD - , dolu ve renkli tribünler, spiker, yorumcu - evet yorumcu - gibi etkenler beni turnuva'ya soktu.

Oynanan 8 maçın arasında golsüz maç yoktu. Bütün maçlarda gol oldu. İlk 8 maç toplam 20 gol oldu. 2 kırmızı kart çıktı - aynı maç - 1 penaltı oldu, gol olmadı, Dzagoev, Shevcenko, Mandzukic 2'şer gol ile dikkat çekti. İspanya-İtalya maçı turnuvanın en iyi maçıydı, hakem performansı olarak kendi hakemimiz olan Cüneyt Çakır ev sahibi takımın maçını yönetmesine rağmen enfes bir maç yönetimi sergiledi. Turnuvanın en iyi golü olarak Nasri'nin golünü söyleyebiliriz. Ya da Fabregas'ın golü. Silva'nın pası enfes.

Danimarkalı kız, Fransa-İngiltere maçında uyuyan abi, Rus taraftarların olayları, Hollanda ve İspanya tribünlerinin aynı renk kıyafetleri, Trt yorumcuları şu ana kadar dikkat çeken şeylerdi.

Turnuva bugün oynanacak maçlarla devam edecek ... Ara ara yazarız ...

Hiç yorum yok: