28 Nisan 2024 Pazar

Fenerbahçe 2 Beşiktaş 1


Bazen yapılan davranışları, sergilenen tutumları, söylenen sözleri duyunca hemen gelip buraya bir şeyler yazmak ve ses çıkarmak istiyorum. Elimde olsa resmi siteye yazmak isteyeceğim yazılar oluyor. Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında oynanan 2023/2024 sezonu 34.hafta maçı bu klasmana giriyor.

Elbette maçın teknik taktik detaylarını da yazacağım ama başlamak isteyeceğim yer daha öncesi.

Fenerbahçe yönetimi Beşiktaş ile oynayacağımız maçın biletlerini satışa çıkarırken herhangi bir şekilde indirim yapmayı düşünmüyor. Rakibimiz Galatasaray mesela son hafta maçlarında daha iyi bir tribün, bir hava yakalanması açısından bilet fiyatlarında indirime gitti. Fenerbahçe yönetimi ise taraftarını sadece müşteri olarak görmeye devam ediyor. Ve o yönetim sadece Fenerbahçe taraftarını değil rakibimizi de öyle görüyor. Bize sezonun ilk yarısında 340 TL'ye bilet satan Beşiktaş varken biz onlara 1.040 TL fiyat belirliyoruz. Daha sonra geri adım atsak da keşke fahiş fiyatlar belirleyen kulüpler varken bize ilk yarı büyük jest yapan Beşiktaş'a karşı biletleri 340 TL'den satma şansımız olsaydı. Bu bana göre büyüklük göstergesidir. 

Maçın biletleri 800 TL ile 13.000 TL arasında değişen fiyatlarla satışa çıktı. Ve evet Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında oynanan derbi maçta başladıktan 5 dakika sonra bile kale arkaları dahil tüm tribünlerde bilet vardı. Fenerbahçe taraftarları böylesi bir maçta bile tribünleri tam anlamıyla doldurmadı. Elbette bunu tercih etmedik diyebiliriz. Çünkü sezon boyunca normal maçlarda bile biten biletleri biliyoruz. Şampiyonluğa olan inancın kaybolması sonrası insanlarda o coşku kalmadı. Elbette benim hayalini kurduğum Fenerbahçe şampiyonluk iddiası olsun olmasın her maçını tamamen dolu tribünlere oynayandır.

Fenerbahçe tribünlerinin sahada sezon boyunca büyük emek harcayan takımlarına ayıp ettiğini düşünüyorum. Böylesi bir maçta yapılacak anlamlı bir koreografi futbolculara hem bir teşekkür olurdu hem de sezonun kalanında aynı şekilde mücadele etmeleri açısından bir teşvik. Ancak Fenerbahçe tribünleri ne bir bayrak ne bir pankart herhangi bir görsel hazırlamadan derbi maça hazırlanmıştır. Bu da tribünlerin halini gösteren bir gerçek.

Maç içi performansa gelirsek maça coşkulu başlangıç, golü bulunca şampiyon olmuş gibi bir sevinç ve ardından direkt Beşiktaş'a küfür etmeye başlayan bir tribün. Fenerbahçe tribünlerinin son yıllarda normal tezahüratları bile neden küfürlü şekilde söylediğini anlamıyorum. Eskiden gol attığımızda, maç biterken yapılan atkı şovları herkes hatırlıyordur. Karşılıklı yapılan ''dale'' şovları, telefonla yapılan şovları unutmak mümkün değil. Maçın son dakikaları bir gelenek olarak futbolculara tek tek tezahürat yapılıp teşekkür edilirdi. Artık değişen tribün atmosferinde böyle şeyleri göremiyoruz. Elbette bunu yönetecek olan taraftar gruplarıdır. Taraftar grupları daha arabesk besteler ile beraber tribünlerin halini etkileyen konuma geçtiler.

Maç; Fenerbahçe maça sürpriz bir tercihle başladı. Dzeko yedekti. Ancak oynadığımız oyun gayet iyiydi. Beşiktaş karşısında maça çok iyi başladık, Beşiktaş dk 25 10 kişi kaldı ve dk 30 Batshuayi ile golü bulduk. Ancak sonrası biraz rolanti aldık. Normal şartlarda güle oynaya galibiyete gidecekken bu maçı 2-1 kazanmayı başardık. Elbette takımın bunu tercih etme ihtimalinin olduğunu düşünüyorum. Beşiktaş'ın gücünün farkında olan bir Fenerbahçe vardı. Kendilerini çok zorlamadan 3 puanı alıp yarışa devam ettiler.

Fred'in pası, Tadic'in asisti ve Batshuayi'nin golü. Nefisti.

Bazı oyuncuların varlığının tam farkında değiliz. Gittikleri zaman değerlerini daha çok anlayacağız. Fred ve Tadic bunların başında geliyor.

İsmail Kartal'ın neden bu kadar geç hamleler yaptığını ya da böylesi hamleler yaptığını anlamlandıramıyorum. Yapacağı ufak dokunuşlarla çok daha başka senaryo olabilirdi. Hatta İsmail'in sakatlığı sonrası bile farklı hamleler yapabilirdi.

VAR olmasa Beşiktaş maçı 11 kişiyle tamamlayacaktı. Böyle iyi kullanılınca çok anlamlı oluyor.

Livakovic'in ikinci yarı başında kurtardığı pozisyon acayipti. Son yılların en iyi kaleci kurtarışlarından. Son dönem acayip bir form yakaladı.

İrfan Can Kahveci. 28 yaşında kariyerinin en iyi dönemini geçiriyor. Sadece ligde 12 gol, 7 asist oldu.

Galatasaray ile fark 4. Kalan 4 maç var. 6 Mayıs 2024 Pazartesi günü Konyaspor deplasmanında bir zor maça çıkacağız. Matematiksel olarak iş bitene kadar şampiyonluğa inanmaya devam ediyorum. Bu takıma güveniyorum.

20 Nisan 2024 Cumartesi

Fenerbahçe 1 Olympiakos 0 / Penaltılar İle Veda


Son yıllarda sonucuna en çok üzüldüğüm Fenerbahçe maçı. Sezon başladığından beri bizim için en önemli hedefin bu kupa olduğunu ve ilk kez bir avrupa kupasına bu sezon yaklaştığımızı her yerde söyledim, yazdım. Penaltılarla Olympiakos'a kaybetmek o yüzden beni çok fazla üzdü.

İlk maç 3-2. Bloga ''Skor olarak fena sayılmayacak bir netice diyebiliriz ama maç içinde gördüklerimiz ile beraber turu orada alıp gelme şansını elimizle ittiğimiz için biraz daha üzücü yenilgi'' cümleleriyle maçı yazdım. Normal şartlar altında ilk maç işi bitirip rövanş maçını çok daha güzel şartlarda oynamamız gerekirdi. Yine de arada büyük bir kalite farkı olduğunu ve bu sayede turu bir şekilde alacağımıza olan inancım çok yüksekti.

Günler öncesinden biten biletler, iyi atmosfer ve ilk 15 dakika içinde atılan gol. Herhalde maç öncesi İsmail Kartal dahil tüm Fenerbahçeliler böylesi bir senaryo çizerdi. Ancak sonrası beklediğimiz gibi olmadı. İrfan'ın güzel golü 11.dakika geldi. 34.dakika yine İrfan'ın şutunu kaleci kurtardı. Ve o dakika sonrası bir daha Fenerbahçe'nin maçın sonuna kadar isabetli şut atamadığını söylemek lazım. 

Yıllardır Fenerbahçe maçlarıını takip ediyorum ilk kez bir maçta ''şu oyuncu çok kötü oynadı.'' dediğim bir isim olmadı. Tüm oyuncular belli standartın üstünde oynadı. Böylesi bir maç sonunda da turu alamamak bu açıdan da kötü oldu.

Livakovic son haftalarda artan formunu bu maçta yine gösterdi. Penaltılar konusunda da çok üst düzey bir isim. Kurtardığı penaltıları ve yaşadığı üzüntüyü uzun süre unutmam. 

İsmail Kartal'ın iyi bir insan ve iyi bir Fenerbahçeli olduğuna eminim ama sezon sonunda şampiyon olsak dahi takımda kalmamasını isterim. Çünkü özellikle kadro tercihleri ve oyuncu değişiklikleri konusunda sezon başından beri çok hata yaptı. Ve demeçler konusunda da sıkıntılı olduğunu her maç sonrası görmeye başladık. Teşekkür edip yollarımızı ayırmamız her iki taraf için de en iyisi olacak.

Tribünler maç öncesi iyiydi, saatin geç olması, yorgunluk, maç stresi gibi sebepler birleşince her dakika geriye gitti. Elbette özlediğimiz Fenerbahçe tribünlerinin bir daha olma ihtimalini görmüyorum.

Tadic ve Dzeko. Sizden de razıyız.

Becao ve Djiku çok iyisiniz.

Ferdi Kadıoğlu. Sözün bittiği futbolcu.

Fenerbahçe tribünleri için en etkili çözüm kale arkası alt kata geçilmesidir. Umarım seneye bu sağlanır.

Taraftar gruplarının bu maça yeteri önemi vermediğini düşünüyorum. Koreografi yapılmaması bile benim bu tespitimi doğruluyor. Yunan bir takımla çeyrek final maçı yapıyoruz ve tribünler normal bir maç gibi hazırlanıyor. Ben bunun büyük bir eksiklik olduğunu düşünüyorum. Sadece tüm tribünlerde basit bir ''Road to Athens'' pankartları bile daha etkili atmosfer oluşmasına katkı sağlardı. Bunu kullanmalıydık.

Ben olsam takım için çok önemli olduğunu bildiğim oyuncuyu değiştirirken o ismi çağırıp fikrini sorarım. Guardiola Şampiyonlar Ligi çeyrek final maçında De Bruyne ve Haaland gibi iki oyuncuyu böyle değiştiriyorsa İsmail Kartal da yapmalıdır.

Takımın penaltıcılarını benim belirleme şansım olsa Tadic, Bonucci, Cengiz gibi isimleri seçerdim. Bu konuda İsmail Kartal'a diyecek tek kelimem olamaz. Sezon başında Fenerbahçe'nin penaltıcısı olmadığını, en çok atan Tadic'in bile çok penaltı kaçırdığını görmüştüm.

Deplasmanda olsak penaltı vuruşlarını kazanır mıydık?

Konferans  Ligi şampiyonluğu süper lig şampiyonluğuna her sezon tercih ederim. 

Aston Villa ile Yarı Final serisi oynamak çok keyifli olacaktı.

Hakemin bazı kararları rezaletti. Hakem hataları her yerde oluyor.

İrfan Can Kahveci seni çok seviyorum. Geldiğin nokta inanılmaz önemli.

Elimizde sadece lig mücadelesi kaldı. Umarım orada mutlu sona ulaşırız ancak ulaşamazsak bile bu sezon oynayan takımı asla unutmam. Çok değerli bir takım. Bizi çok mutlu ettiler.

Yaşa Fenerbahçe.

12 Nisan 2024 Cuma

Olympiakos 3 Fenerbahçe 2


Fenerbahçe Uefa Konferans Ligi çeyrek final ilk maçında deplasmanda Olympiakos'a 3-2 kaybetti. Aslında skor olarak fena sayılmayacak bir netice diyebiliriz ama maç içinde gördüklerimiz ile beraber turu orada alıp gelme şansını elimizle ittiğimiz için biraz daha üzücü yenilgi oldu.

Yanlış kadro tercihi, bireysel hatalardan yenen goller, yapılmayan hamleler ile beraber skorun 3-0'a gelmesi olumsuz taraf olsa da oradan 3-2'yi bulmamız olumlu taraf olarak söyleyebileceğimiz bir detay.

İrfan Can Kahveci sahanın Fenerbahçe açısından en iyisiydi. Golünü de attı. Tadic güzel penaltı attı. 

Zajc, Krunic ve Çağlar maçın en kötü 3 oyuncusuydu. Livakovic böylesi maçlarda devreye girmeli. Özellikle yediği ikinci golü ona yazarım.

Fred ve İsmail girdiği zaman değişen futbol. Eğer 62.dakika oyuna alabileceğin oyuncular varsa onları ilk 11 oynatma riskini almalısın. Tarihimizin en önemli maçlarından birisinde kabul edilmeyecek tercih hataları.

Olympiakos tribünleri zaman zaman çok iyiydi. Net ve kısa besteleri tercih etmeleri iyi tribün yapmalarını sağlıyor. Bizim tribün gibi uzun bestelerle tribündeki atmosferi aşağıya çekmiyorlar.

İsmail Kartal maç sonunda Twitter trend topic listesinin 1 numarası oldu. Herkes hocayı eleştiriyordu. Şahsi fikrimi de söyleyeyim; İsmail Kartal sevdiğim bir isim, Fenerbahçe ne zaman çağırsa göreve geliyor, Fenerbahçe başında oldukça sıkıntılı anlara şahitlik ediyor ama hocalık olarak bakmak lazım. Özellikle sezon içinde çıkardığı ilk 11 ve yapmadığı hamlelerinin kötü olduğu 7-8 maç oldu. Bu yazıyı okurken düşünün sezon boyunca İsmail Kartal'ı bu yüzden eleştirdiğiniz kaç maç oldu? Hocaları yemek değildir bu. Eğer bir hoca kendini bu konuda geliştirmez ve değiştirmezse bu takıma zarar veriyor. O yüzden de sezon sonunda İsmail Kartal'ın ne sonuç alırsak alalım gitmesi gerektiğini düşünüyorum. Mesele İsmail Kartal meselesi de değil. Hatalarından ders çıkarmayan ve ısrarla yapmaya devam eden tüm hocalar yönetim tarafından takımdan yollanabilir. Ben Fenerbahçe'nin başarılı olmasını istiyorum ve bu konuda gerekenler her sezon yapılmalıdır.

18 Nisan Perşembe saat 22:00'de rövanş maçı. 2 farklı galibiyetin bizi yarı finale götüreceği bir maç. Tek farklı galibiyet uzatma belki de penaltı atışları.

Fenerbahçe tarihinin en önemli gecelerinden birine gidiyoruz. Takım, tribün, hoca. Herkesin formda olması gereken bir akşam. 

8 Nisan 2024 Pazartesi

Süper Kupa Kronolojisi


24 Temmuz 2023 - TFF Süper Kupa'nın 2023/2024 sezonu devre arasında oynanacağını açıkladı. Gerekçe olarak da Fenerbahçe ve Galatasaray'ın sezon öncesinde her hafta yapmak zorunda olduğu eleme maçlarını gösterdi. Fenerbahçe sezon başında 26 Temmuz, 1 Ağustos, 10 Ağustos, 17 Ağustos, 24 Ağustos ve 31 Ağustos olmak üzere 6 Avrupa maçına çıktı. 13 Ağustos ve 21 Ağustos tarihlerinde de lig maçına çıktık. Galatasaray'ın da aynı sayıda maçı var.

20 Ekim 2023 - TFF Süper Kupa'nın 30 Aralık 2023 tarihinde Suudi Arabistan'da oynanacağını açıkladı. Bu tarih ve yer açıklanırken hem Fenerbahçe hem Galatasaray imza atarak koşulsuz şekilde bu kararı kabul etti.

03 Kasım 2023 - TFF Süper Kupa'nın 29 Aralık 2023 Cuma gününe alındığını açıkladı.

28 Aralık 2023 - Fenerbahçe takım kaptanı Dzeko ''Bizler için en büyük motivasyon kupa, Tek arzumuz kupayı kazanmak, burada olmak beni ve arkadaşlarımı iyi hissettiriyor.'' açıklaması yaptı.

Aralık ayında Süper Kupa maçı günü yaşananları herkes biliyor. Maç oynanamadan takımlar Türkiye'ye döndü ve maçın ilerleyen tarihlerde oynanacağı TFF tarafından açıklandı.

21 Şubat 2024 - TFF Süper Kupa'nın 7 Nisan 2024 tarihinde Şanlıurfa'da oynanacağını açıkladı.

7 Nisan 2024 - Fenerbahçe ile Galatasaray arasında oynanan maç Fenerbahçe'nin sahadan çekilme kararı ile beraber sona erdi.

Kronolojik olarak Süper Kupa yolculuğu böyleydi. Öncelikle Fenerbahçe yönetimi süreç boyunca doğru bir yönetim sergileyememiştir. Suudi Arabistan kararına da gereken tepkiyi zamanında vermemiştir, bir duruş sergilememiştir ve işler bu noktaya gelmiştir. Tepki vermeyi geçtim Süper Kupa'nın Arabistan'da oynanması kararının altına imza atmıştır. Taraftarlar dışında büyük çoğunluk Süper Kupa maçının orada oynanancak olması ile ilgili herhangi bir adım atmamıştır, cümle kurmamıştır. Ve daha sonra yaşanan süreç sonrası da olaylar istemediğimiz noktaya gelmiştir.

21 Şubat yeni tarih ve yer açıklanırken de herhangi bir tepkimiz olmamıştır. TFF'ye ''Bakın bizim o tarihte avrupa maçımız olacak bu maçı yanlış tarihe koydunuz.'' dememiştir. Fenerbahçe o gün gereken tepkiyi hızlıca verseydi böylesi bir süreç yaşanmazdı.

Avrupa'da çeyrek finale yükselince ve bu sebeple maçın ertelenmesini isteyince de Galatasaray'ın da ret oyuyla beraber bu teklif kabul edilmemiş ve Fenerbahçe bu maça çıkmamayı düşünmeye başlamıştır. 

Daha sonra ligden çekilme kararının konuşulması, toplanan genel kurul, alınan U19 kararı ve takımın maçtan çekilmesi süreçlerini biliyoruz.

Sonuç olarak bu eylem bir kongre üyesi ya da bir taraftar olarak desteklediğim bir şey değil. Ben Fenerbahçe'nin her türlü mücadeleyi sahada vermesini isteyen birisiyim. Fenerbahçe başkan ve yönetiminin zamanında almadığı kararlar sonucunda böylesi bir maç izlemek zorunda kaldık.

Maçta neden U19 takımımız olduğunu bilmiyorum, uçakla A Takım getirilir ve bu çekilmeyi o oyuncular yapabilirdi diye düşünüyorum. U19 takımımızı neden böylesi bir süreç içine soktuk anlam veremiyorum. 

Maçın başında yediğimiz gole üzülmeyen taraftar var mı? Ben bunu da beceriksiz bir hamle olarak görüyorum. O gol elbette planlarımız arasında yoktu.

Sonuç olarak Fenerbahçe yönetiminin zamanında atamadığı ya da atmadığı adımlar yüzünden bu duruma geldiğimizi düşünüyorum. Öyle ya da böyle Galatasaray'a 1 kupa daha hediye ettik. İslam Çupi'nin sözünün de böylesi anlar için söylendiğini düşünmüyorum. Umarım bundan sonra Fenerbahçe başkanı ve yönetimi alması gereken kararları zamanında alır ve Fenerbahçe bu duruma düşmez.

Son olarak umarım bundan sonra Türkiye'de futbol adil bir ortamda oynanmaya başlar. Ben bu kaos dolu ortamı hiç sevmiyorum.

Fotoğraf 7 Nisan 2024 Süper Kupa gününde çekildi. Fenerbahçe Olympiakos maçı hazırlıklarını İstanbul'da sürdürdü.

3 Nisan 2024 Çarşamba

Olağanüstü Genel Kurul Notları ve Gün Boyu Yaşananlar


Trabzonspor maçı sonrası yapılan açıklama ve planlanan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı için elbette heyecan duyduk. Belki çoğu kişi gibi büyük beklentilerimiz yoktu ancak kulübün artık radikal kararlar alabileceğine inanmak istemiştik.


Genel Kurul günü İzmit’ten yola çıkarken ne yaşanacak, neye oy vereceğimi bilmiyor ancak hem kulüp tarafından anlatılanlar, hem üye konuşmaları sonunda bir karara varabileceğimi düşünüyordum.


Stadın çevresi maç günü hareketliliğindeydi. Polislerin aldığı önlemleri görünce Trabzonspor maçı alınmayan önlemler herhalde herkesin aklına gelmiştir. 


Kulüp Fenerium tribünü avlusunda giriş kartlarını dağıtmak için masalar kurmuştu, oldukça düzenliydi. Ben sıra beklemeden direkt rahat şekilde kartımı alıp kapılar açıldığı gibi stattaki yerimi aldım. Sonradan gelen arkadaşlar masaların dağıldığını, ne bir sıra, ne bir görevli olmadığını, büyük bir karmaşa ve düzensizlik olduğunu sosyal medya hesaplarından fotoğraflarla paylaştılar. Elbette yetkililerin son dakika iş çıkışı durumunu öngörmeleri gerekirdi.


Stada girerken tüm taraftarlara içinde hazır çorba, sandviç, halley, limonlu kek, meyve suyu, su, hurma olan paketler ikram edildi.


Erken saatte stada girdiğim için Fenerium alt F blokta yerimi aldım. Fenerium üst tribün ve kale arkaları da taraftarlar için ayrılmıştı.


Bir gün sonra oynanacak Fenerbahçe-Adana Demirspor maçı olduğundan kulüp zemine zarar vermek istememiş. Bu yüzden platform maraton tribününe kurulmuştu. Sağ ve sol taraflarda da iki tane büyük ekran vardı. Oradan net şekilde takip etme şansı yakaladık.


Abdullah Kığılı, Şekip Mosturoğlu, Hulusi Belgü, Ömer Temelli, Selçuk Yöntem, Kubilay Aka, Metin Sipahioğlu, Sadettin Saran, İlker Başbuğ gibi isimler de hemen protokol tribününde yerini almıştı.


Genel Kurul yaklaşık 24 bin kişinin katılımıyla başladı. Klasik konuşmalar, divan seçimi derken Ali Koç’un konuşması ile devam etti. Elbette Ali Koç bizlere o günden beri yaptıklarını anlattı. Hangi karar alınmalı, hangi karar alınırsa ne olur gibi maddeleri saydı. Burada akıllara ilk soru geliyor. O zaman ilk gün bu şekilde “çekilme” demeden önce bunları düşünüp ya da her şeyi göze alıp neden konuşmadınız? Bu ilk hayal kırıklığı oldu.


Maddeleri sayarken özellikle çekilme konusunun şu an gündemlerinde olmadığını ancak 3 ay sonra değerlendireceklerini söyledi. Burada akıllara bir başka soru geliyor. Başkanlığa siz mi devam edeceksiniz? Eğer siz edecekseniz bunu kongrede söylemeliydiniz.


Süper Kupa ayrıca konuşulması gereken bir madde; statta bulunan tüm kongre üyeleri belki de sadece bu konuda aynı düşündü. Riyad’da yaşananlar, Fenerbahçe’nin tek suçlu gibi lanse edilmesi, kulübün üzerine gidilmesi, bir türlü bu kupanın oynatılmaması, yabancı hakem isteğinin karşılıksız çıkması, TFF’nin Fenerbahçe’yi yalnız bırakması ve maçın avrupa maçlarının arasına konulup ertelenmemesi gibi sebepler üst üste gelince en doğru ve akla yatan karar Süper Kupa maçına çıkılmamasıdır. Ve her türlü cezayı, yaptırımı göze almak lazım. Sen kulüp başkanı olarak taraftarları heyecanlandırıp o stada getiriyorsan en azından sonucu ne olursa olsun her şeyi göze alabilmen lazımdı. 


U19 kararı zaten tüm stat tarafından reddedildi. Ancak burada başka bir sıkıntı ortaya çıktı. Tüm genel kurulun kesin bir şekilde reddettiği bir karar yönetim tarafından verilen önergeye yazıldı, oylandı ve apar topar şekilde kabul ettirildi. Kimse bu kararı desteklemiyor.


Yine her Fenerbahçe kongresinde yaşadığımız olayı yaşadık. Konuşmacılar. Yaklaşık 160 kişi kürsüye çıkıp fikrini söylemek istedi ancak yine böyle bir şey olmadı. Başkan konuştuktan sonra kongreye ilgi azaldı, iftar sonrası dikkatler dağıldı, devamlı yapamıyoruz, çekilemiyoruz, mümkün değil gibi kelimeler, cümleler duyunca kimse zaten ortada alınan belli kararlar varken 160 kişiyi dinlemek istemedi. İlk konuşmacı üzücü şekilde yuhalandı ve sadece 3 kişinin konuşması sonrası bu da bitirildi.


Oylama yapılmış, kulübe yetki verilmiş sen çıkıp bunun üstüne “müzakereler devam etsin mi?” diye bir oylama yaparsan elbette etmesin kararı çıkar. 


Yapılması gereken önce belli başlı üyeler sadece gündem ile ilgili süre sınırı olacak şekilde konuşacaktı, kongreye ara verilecekti, Başkan buradan da aldığı fikirleri derleyip bize anlatacaktı ve oylama yapıp olayı kapatacaktık. 


Yanımda oturan üyelerin büyük kısmı başkanın ilk konuşması sonrası stadı terketti. İftar sonrasında ise stadın büyük kısmı boşalmıştı.


Sonuç olarak Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelen kongre üyeleri büyük bir hayal kırıklığı ile evlerine döndüler. 


Kongreden umduğumuzu alamadık, radikal yaptırımların daha net şekilde alındığı, başkanın bizleri daha motive edeceği bir toplantıyı izlemek isterdim. 


Günün tek güzel olayı Fenerbahçe taraftarlarının hafta içi, Ramazan ayında yaklaşık 24 bin kişi bir araya gelip camianın gücünü bir kez daha göstermesi olmuştur. Bir de kulübün ikram ettiği limonlu kek.

1 Nisan 2024 Pazartesi

Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı; 2 Nisan 2024


Siz bu yazıyı okuduğunuz dakikalarda ben Kadıköy yolunda olacağım. Elbette bir Fenerbahçe kongre üyesi olarak kulübümüzün yapacağı Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı'nda yer alıp gelişmeleri takip edip oyumu vereceğim. Ancak biz neden toplanıyoruz?

Fenerbahçe Trabzonspor maçı sonrası yaptığı ilk açıklamada ''Ligden çekilmek dahil alınabilecek her türlü aksiyonların değerlendirileceği'' şeklinde bir gündem maddesi ile böyle bir toplantı yapılacağını duyurdu. Buraya kadar her şeye tamam diyorum ancak ne yapmamız gerektiğine şu an stada giderken bile karar vermiş değilim.

Şunu yıllardır söylüyorum. Fenerbahçe bazı konularda radikal kararlar almalıdır. Otobüsü kurşunlandığında da, her Trabzonspor maçı statta sürekli yabancı madde atıldığında da ve son olarak futbolcularına ve teknik ekibine saldırı yapıldığında da. Çünkü Türkiye'de bu yapılanlar yapanların yanına kâr kaldığı için senin atmadığın her adım konunun çözümsüz kalmasını sağlıyor. O yüzden de radikal karar almak zorundayız. Bu kararın ne olduğunu elbette bilmiyorum. ilk maç sahaya çıkmamak olabilirdi, sorumlular cezalandırılana kadar o deplasmanlara gitmemek olabilirdi, o takımla oynanan maçlara çıkmamak olabilirdi.

Ancak gelinen noktada onlarca farklı fikir konuşuluyor. Ligden çekilelim diyenler var. Alt lige düşüp aynı TFF ve aynı hükümetin olduğu bir ligde mücadele etmek bize hiçbir şey kazandırmaz. Hatta kaybettirir. Rakipleri de güçlendirir. Futbol branşını donduralım diyenler var. Katılmıyorum. Avrupadan takım alalım oraya gidelim. Ben Galatasaray ile maç yapmayan Fenerbahçe futbol takımını ne yapayım? Ben bu rekabeti seviyorum ve adil şartlarda sürekli yarışalım istiyorum.

TFF sana inat yapıyor. Tüm kamuoyu tarafından kabul edilen ve senin maçını katleden bir hakem oluyor. Ancak sen o hakemin bir sonraki deplasman maçına yine verilmesini engelleyemiyorsun. Federasyon başkanına karşı çıkıp, eleştirip sonra aynı masada kararlara imza atıyorsun. Bana göre bunlar yönetimsel başarısızlıklar. Cümleler kurmayıp gerçekten % 100 inandığın haksızlıklar varsa bunları arka planda çözmek sizin göreviniz.

Bazı arkadaşlarımıza basit gelebilir ama senin takımına saldırı oluyor ve ligde mücadele eden takımlardan sadece 1 tanesi geçmiş olsun mesajı yayınlamıyor. Daha sonra Samsunspor bir yarım açıklama yaptı. Bu ortamın olduğu yerde sen Kulüpler Birliği başkanlığından istifa ediyorsun ancak başkanlar seni istediği için göreve devam ediyorsun.

Fotoğrafı bilerek seçtim. Ali Koç takım kaptanları ve futbolcularla konuşmuş. Bu kadar iyi bir takımın tüm sezon yaptıklarının da boşa gitmesini, futbol oynamalarından mahrum kalmalarını da istemiyorum.

İlk Adana Demirspor maçına çıkmayalım, ne kadar ciddi olduğumuz herkes görsün diyenlere de hak veriyorum, Süper Kupa maçına çıkmayalım diyenlere de hak veriyorum, hayır asla çekilmeyelim mücadele etmeye devam edelim diyenlere de hak veriyorum, çekilmezsek 1-2 hafta sonra yine aynı şeyler yaşanacak diyenlere de hak veriyorum, bir yaptırım uygulamadan yola devam etmenin de hayal kırıklığı olacağını söyleyenlere de hak veriyorum, Fenerbahçe'nin ligden çekilmesi gibi bir maddenin sadece kongre üyeleri tarafından alınmasının haksızlık olduğunu söyleyenlere de hak veriyorum...

Bir maça siyah formayla çıkalım, 2 dk topa dokunmayalım gibi fikirlere hiç katılmıyor ve bunun herhangi bir şekilde işe yarayacağına da inanmıyorum.

Sonuç olarak Fenerbahçe 17:00'de başlayacak ve saat kaçta biteceğini bilmediğim toplantıdan çıkacak karara göre yol haritasını belirleyecek. Ancak karar ne olursa olsun şahsen bir yaptırım görmek istiyorum. Bunun ne olacağına, ne oy vereceğime, ne düşüneceğime statta konuşulanlar, bizlere başkan tarafından anlatılacaklar sonrasında bakacağım. Fenerbahçe'nin adil kararlar alınan, sadece saha içinin konuşulduğu bir futbol ortamında yer almasından son derece mutluyum. Ancak adil kararlar da yok, sadece saha içinin konuşulmasına olanaklar da... Bakalım neler olacak?

2024 Yerel Seçim Sonuçları ve Kocaeli


Hayatımda içinde olduğum ya da kıyısından köşesinden şahitlik ettiğim her şeyi buraya yazdığım için elbette 2024 yerel seçimlerini de buraya not düşeceğim.

Öncelikle seçimin Türkiye'de kazanan partisi Cumhuriyet Halk Partisi oldu. 1977 seçimlerinden beri ilk kez birinci parti olarak sonlanan bir seçim izledik. 14'ü Büyükşehir toplam 35 belediye kazandı. % 37.7 oy oranı yakalayan CHP'yi % 35.5 ile AKP, % 6.2 ile YRP, % 5 ile MHP ve % 3.8 ile İYİ parti takip etti. Katılım oranı % 78.5 ile son yılların en düşük oranı oldu. Yaklaşık 13.5 milyon seçmen sandığa gitmedi. Katılım oranı en yüksek il % 84.9 ile Manisa, en düşük il % 59.6 ile Bingöl oldu.

Elbette Türkiye İşçi Partisi açısından da seçimi değerlendirmek gerekir. Türkiye İşçi Partisi'nin 7 Kasım 2017'de kurulduğunu ve bu seçimin tarihimizde girilen ilk yerel seçim olduğunu unutmamak gerekir. Henüz 7 yıllık bir partinin de ağır eleştiriler alması ya da ağır çıkarımlar yapması da doğru değildir. Elbette aday belirleme süreçleri, belirlenen adaylar, seçime girilen yerler, seçime girilmeyen yerler konuşulur, tartışılır. Zaten partinin en önemli ve güzel özelliklerinden birisi de her şeyin konuşulabilir durumda olmasıdır. Konuşacağız, tartışacağız.

Türkiye İşçi Partisi 2024 seçimleri sonucunda kendi adı ve logosu ile girdiği il başkanlıklarında toplam 71.158 oy aldı. Toplam il genel meclisleri hesaba katıldığında oy sayısı 258.238. İlçe belediyelerinden Samandağ'ı kendi logomuzla ve adımızla kazandık. Ancak bazı gerçekleri konuşmak lazım. En azından ben bunu tercih edeceğim. Türkiye İşçi Partisi Samandağ'ı kazanırken Samandağ Değişim İttifakı'nı, destekleyen EMEP, TÖP, Samandağ Emekli Dayanışması, Samandağ Mor Dayanışma Kadın Derneği gibi dernekleri unutmamak ve adını anmak lazım. Sonuçta 16 Ocak tarihinde Emrah Karaçay'ın bu adaylığı açıklanırken altında bu parti ve derneklerin de isimleri yer alıyordu. Hacıbektaş'ı duyurduk ancak orada da kazanan aday seçimlere bağımsız girdi. Ali Kaim orada kazanmayı başarırken elbette Türkiye İşçi Partisi'nin de desteğini aldı. Ancak yine DEM dahil olmak üzere sol örgütlerin de desteklediği bir aday olduğunu es geçmek mümkün değil.

Türkiye İşçi Partisi elbette doğal olarak bu iki adayı benimsiyor. Belki de bundan sonra bu iki aday sadece TİP ile anılacak ancak destekleyen başka insanlar varken her türlü duyurunun bana göre benim burada yazdığım şekilde yapılması daha doğru olurdu.

Türkiye İşçi Partisi bir seçim partisi değil ve o yüzden sonuçlar üzerinden olumsuz ya da olumlu çıkarımlar yapmak kısa vadede mantıklı olabilir ancak uzun vadede bizim gittiğimiz yolu değiştirmemeli. Türkiye İşçi Partisi var olduğu sürece çizgisinden, yapacaklarından ödün vermemelidir.

Kocaeli özelinde bakarsak biraz daha kişisel çıkarımlar yapmam mümkün olabilir. Kocaeli gibi sağ partilerin çok yüksek oy aldığı bir şehirde adaylar çıkarmak, her gün sokakta yer almak, şehrin her yerini afişlerle donatmak, tüm ilçelerde meclis üyesi adayları çıkarmak, sokakta insanlara dokunmak, girilmedik pazar, mahalle, dernek bırakmamak oldukça değerli şeyler ve Türkiye İşçi Partisi Kocaeli örgütü bunun üstesinden başarıyla gelmiştir. O yüzden alınan oy sayıları ya da oranları bizlere belki bir şeyler gösterir ancak çok şey anlatmaz. Yine de bahsetmek gerekirse Türkiye İşçi Partisi 16 il adayı çıkardı. Ve Kocaeli dışında yer alan 15 ilde adayların aldığı toplam oy sayısı Kocaeli'de Hakan Koçak'ın aldığı oy sayısına yetişmiyor bile. Hakan Koçak aldığı 13.247 oyla oldukça değerli bir sonuca imza atmıştır. Bu kentte aldığımız bu oy dışında Hakan Koçak'ın dokunduğu, temas ettiği, şikayetini dinlediği çok daha büyük bir kitle olmuştur. Ayrıca Hakan Koçak seçime giren diğer sol partilerin yaklaşık 3 katı oy almıştır. Yine Gebze'de Erkan Baş'ın aldığı 40.438 oy ne kadar değerliyse, tüm partilerin yarıştığı, herkesin kendi adaylarına oy verdiği meclis üyesi seçiminde alınan 17.386 oy çok daha değerlidir. 17.386 kişi mecliste Türkiye İşçi Partisi'nin olmasını istemiş ancak % 10 seçim barajı saçmalığı yüzünden bu gerçekleşmemiştir. 

Kocaeli'nin diğer ilçelerine baktığımız zaman elbette alınan oy sayıları beklediğimiz gibi değil ancak bu seçimde Türkiye çapında beklentilerin zaten karşılık bulmadığını herkes gördü. O yüzden de olumsuz pencereden bakmaktan vazgeçip meclis üyesi seçimlerinde bize oy veren 20.984 sayısının üzerinden bir çıkarım yapmak daha sağlıklı olacaktır. Gebze ile beraber bize oy veren 20.984 kişi, Gebze dışında oy veren 3.598 kişi ile bu şehrin sokaklarında, fabrikalarında bir olmak, ses çıkarmak, bir şeyleri değiştirmek mümkün olacaktır. O yüzden de üst paragraflarda yazdığım gibi tarihinde ilk kez yerel seçimlere giren bir parti olduğumuzu bir kez daha hatırlatmak isterim.

Sonuç olarak maddi imkansızlıklar, insan gücünün yetersizliği, iş saatlerimiz gibi maddeler üst üste binmesine rağmen Türkiye İşçi Partisi Kocaeli'de bir seçimi bu şekilde tamamlamıştır.

Kocaeli'de sandığa gitmeyen kişi sayısı 361.573 oldu. Bu da üzerine konuşulabilecek bir sayı. 

1 Nisan 2024 tarihi ile beraber Türkiye İşçi Partisi aynı şekilde yoluna devam edecek ve olmamız gereken her yerde var olmayı sürdürecektir. Seçim bitti, hayat devam ediyor.