29 Mayıs 2023 Pazartesi

Benim Hâlâ Umudum Var


Brezilyalı yazar Paulo Coelho'nun ''Sadece güneşli günlerde yürürsen hedefe ulaşamazsın.'' sözünü şimdiye kadar duymuş olabilirsiniz. Ya da şu an ilk kez duyuyorsunuz. Yaşadığımız coğrafya bizlere uzun bir süredir güzel, mutlu ve istediğimiz günleri yaşatmıyor. Güneşli günleri görmek istesek de mevcut hükümet sebebiyle bundan uzağız. Ancak bu pes edeceğiz, mücadeleden vazgeçeceğiz anlamına gelmiyor. Aylar öncesine döneyim.

Hayatım boyunca örgütlü siyaset yapmadığımı ancak bu yılın başından beri artık bunun zorunluluk olduğunu geçtiğimiz aylarda burada yazdığım bir yazıda belirtmiştim. O günlerde üye olduğum Türkiye İşçi Partisi ile bu mücadeleye başladım ve devam ediyorum.

Elbette böylesi bir dönem başladığımız yolculuk birden seçim yolculuğuna dönüştü. Günlerdir Türkiye İşçi Partisi Kocaeli örgütü ile beraber mücadele etmeye çalışıyoruz. İzmit sokaklarında insanlarla bire bir temas kuruyoruz. Kadın hakları, hayvan hakları, işçilerin sıkıntıları, fabrikalarda yaşananlar. Her meseleye eşit yaklaşıyor, her olayda duyarlı kalmaya çalışıyoruz. 1 Mayıs büyük bir kalabalıkla Maltepe'ye gidiyor, mücadelemizi, kararlığımızı ve asla vazgeçmeyeceğimizi bu meydanlardan tüm Türkiye'ye haykırıyoruz.

Seçim sürecinden ayrıca bir paragraf açarak bahsetmem lazım. Elbette burada bizim örgütün ne kadar büyük olduğundan bahsetmeyeceğim. Ancak çok sağlam olduğundan bahsetmem lazım. Zaten burası benim 15 senedir kişisel sayfalarım olduğu için her düşüncemi kırpmadan, çekinmeden yazacağım. Emek ve Özgürlük İttifakı ile beraber seçimlere girdik. Bu sebeple YSP vekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun bir kez daha buradan aday olacak olması nedeniyle biz seçimlere TİP olarak girmedik. Elbette bu konuda mutlu değildik. Hayal kırıklığı da yaşadık. Çevremizde bize oy vereceğini söyleyen yüzlerce insana ne diyeceğimizi bilemedik. Ancak biz hiçbir zaman kendi menfaatlerimizi düşünen bir parti olmadık. Olmayız da. Bir ittifak varsa ona göre davranmak zorundayız. O günden beri elimizden geldiğince mücadele ettik. Seçimin son gününe kadar Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu için bildiri dağıttık, oy istedik. Sokakta olduk. Sokakta olmaktan mutluluk duyduk. Diğer partilerden daha çok çalıştığımızı görüp bu mücadeleden bir an olsun vazgeçmeyi düşünmedik.

Seçim sürecine elbette sadece oy isteyerek hazırlanmadık. Oy vermenin dışında verilen oyların korunması konusunda da aktif olmamız gerektiğinin farkındaydık. Parti avukatlarımız ve yöneticilerimizin gayretli çalışmaları ile beraber yüzlerce kişiye eğitim verildi. Müşahit olarak sandıklarda yer alıp 1 oyun bile peşine düşmemiz gerektiğini biliyorduk. Kaliteli ve öğretici eğitimler sonucunda Türkiye İşçi Partisi olarak seçimlere hazırdık. Seçim günü hangi okulda ve sandıkta kimlerin olacağını, yaşayacağımız sıkıntılarda neler yapacağımızı, ulaşım ve lojistik destek anlamında destekleri nasıl alacağımızı, yaşanacak bir sıkıntıda avukatlarımızın nasıl dakikalar içinde yanımızda olacağını planlamıştık. Ve öyle de oldu. Günlerce süren çalışma sonucunda bulunduğumuz okulların tamamında sandığa tam anlamıyla sahip çıkan bir örgüt vardı.

14 Mayıs ve 28 Mayıs. 2 seçim, yüzlerce müşahit, avukatlar, yöneticiler, itiraz ve şikayetler sonucunda kazanılan oylar, korunan haklar ve mücadele eden Türkiye İşçi Partisi Kocaeli örgütü.

Seçim sonucunda istediğimizi alamadık ancak bu bizim hayattaki duruşumuzu bir adım bile değiştirmeyecek. Ne insanları-depremzedeleri- sırf bir kişiye oy verdiği için hain ilan edeceğiz, ne beter olun gibi bana göre oldukça yanlış olan bir cümle kuracağız, ne memleketin yarısına hakaret edeceğiz. İnsanlarla temas kurarak yine olmamız gereken her yerde olacağız, vermemiz gereken her tepkiyi vereceğiz, yapmamız gereken her şeyi yapacağız. 

Kocaeli örgütündeki avukat, yönetici ve üye yoldaşlarıma teşekkür ediyorum. Onlarla aynı yolda yürümekten gurur duyuyorum.

Yaşasın Türkiye İşçi Partisi!