30 Ekim 2018 Salı

We Color Football


Barcelona Real Madrid maçlarında tüm stadın katıldığı koreografilere imza atıyor. Bunu da maçtan 1-2 gün önce resmi siteden duyuruyor. Ve ortaya çok güzel işler çıkıyor. Yapılan bu koreografi, alından 5-1'lik galibiyet. Barcelona taraftarları için kusursuz gün.
























Barcelona 5 Real Madrid 1


Hayatımda futbol anlamında en büyük mutlulukları son dönemlerde Barcelona ile yaşıyorum. Oynadıkları futbol da, aldıkları skorlar da bana keyif vermeye yetiyor. 2003 sezonundan beri Barcelona maçlarını kaçırmamaya devam ediyorum. Fenerbahçe maçları ile beraber tüm maçlarını izlediğim tek takım. 

Real Madrid karşısında acaba Messi olmadan ne yapacak deniyordu. 5 oldu. Suarez, Alba, Arthur, Sergi Roberto kusursuz oynadı. Coutinho, Suarez, Suarez, Suarez, Vidal sırasıyla golleri atanlar.

İlk 45 dakika kusursuz futbol. 2-0 öne geçme. 2.yarı başında Marcelo golü, ardından Modric'in direkten dönen topu. O arada yenen 15 dakikalık baskı ancak onun dışında tüm maç etkili futbol. 75.dakika gelen Suarez golüyle fişi çekilen ve 5'e giden maç.

1 dakika 33 saniye içinde yapılan 30 pas ile gelen Coutinho golü. 

Sergi Roberto'nun 2 asisti çok şık, Suarez'in kafası çok şık.

VAR ile gelen penaltı kararı. Tabii doğru karar. VAR iyi kullanıldığı zaman ne kadar etkili görmüş olduk.

2009'da 2-6, 2010'da 5-0, 2015'de 0-4'den sonra gelen bir net galibiyet daha.

4-2 Sevilla, 2-0 Inter ve 5-1 Real Madrid. 1 hafta içinde alınan 3 net galibiyet. 

Girona, Leganes, Athletic Bilbao, Valencia olmak üzere üst üste 4 maç puan kaybından sonra gelen 2 galibiyet ve tekrar puan farkıyla lider Barcelona. Zaten o maçlarda saçma kayıplar gelmese şu an çok daha başka bir puan durumu olmuş olurdu.

Cumartesi 22:45'de Rayo Vallecano deplasmanına çıkıp ardından 6 Kasım Inter deplasmanı.

Messi'siz 5. 

Manita.

29 Ekim 2018 Pazartesi

Fenerbahçe Camiası


Fenerbahçe dün Ankaragücü'ne 3-1 kaybetti. Ligde şu an 15.sırada. Gerçekten ne maç sonucuna üzüldüm ne de 15.sırada olmamıza. Hiçbir şeyin ısrarla değişmemesine üzülüyorum.

Yanlış kadro, kötü oyuncu tercihleri, basit hatalar, atılamayan goller, saha içi yerleşimi, kötü transfer dönemleri gibi bir çok maddeyi bir çok taraftar sayıyor ancak üzüldüğüm şeyler başka.

Ali Koç gelsin istedik, vizyon getirecek, çağ atlatacak dedik ama söylemleri ile yaptıkları çok başka.

Bir maç sonrası ''İşler kötü giderse gerekenleri yaparız'' diyor, bir maç sonrası ''Beşiktaş'ı ezdik, terbiyesizlik yapıyorsunuz.'' diyor, bir maç sonrası ''ne deseniz haklısınız, gerekenleri yapacağım'' diyor, bir maç öncesi ''son 5 maçın 4'ünde gol yemedik, iyiye gidiyoruz'' diyor ve o demeçten 1 gün sonra teknik direktörü basın toplantasına bile çıkmasına izin vermeden kovuyor. Burada büyük hatalar var. Ya ilk başta destek olmayacaksın, ya ezdik demeyeceksin, ya işler çok iyi gidiyor demeyeceksin, ya da hocayı öyle kovmayacaksın. Büyük bir iletişim eksikliği. Ya da Fenerbahçe kimliği ile öfke anında ani kararlar alma.

Cocu başarılı oldu mu? Olamadı. Bunu inkar etmeye gerek yok. Bazı şeyleri söylemek ayıp değil. Bir şeyler olmadı ve Cocu ile yolları ayırmak zorunda kaldın. Ancak mesele bu mu? Ali Koç yönetim olarak mı Cocu'yu yolladı yoksa kişisel olarak mı? Ya da şu an ''Cocu'yu getirmem hataydı, istikrara inanıyorum evet ama bu Cocu ile olmaz'' şeklinde mi düşünüyor? Yarın bir gün yeni gelecek hoca aynı bu seriyi yakalarsa yine hoca kovulacak mı?

Bir kaç hafta önce bununla ilgili bir şeyler yazmıştım. Ali Koç eğer bir başarısızlık sonrası bir hocanın görevine son verirse bu tüm başkanlık kariyerini etkiler ve taraftarın her istediğini yapmak zorunda kalır. O yüzden ya tam destek açıklamalı ya da farklı bir yola gitmeli.

Açıkcası Ali Koç'un anlattıklarıyla Cocu'nun kovulma şekli arasında doğru bir çizgi göremiyorum. İnsanlar ''Her şey bitti şimdi kovulma şekli mi sorun oldu?'' şeklinde konuşuyor. Evet bu sorun oldu. Çünkü yıllarca Aziz Yıldırım ve yönetiminden gördüğüm olayları şimdi Ali Koç gibi birinden görmek beni üzüyor. Ben yıllarca Ali Koç gelsin derken bu tarz işler olmasın diye istiyordum. Aziz Yıldırım gibi davranması açıkcası beni üzdü. Keşke çok daha medeni bir yolla bu ayrılık olsaydı. Her ne kadar Cocu başarısız olmuş olsa da. Bir tweet ile hoca gönderdik.

Fenerbahçe taraftarlarından da bahsetmek lazım. Açıkcası dün televizyon başında belki de statta yaşanan kaosu tam olarak anlayamadım ancak Fenerbahçe'ye tepki de olsa Ankaragücü paslarında oley çekmek, Ankaragücü golüne sevinmek, Fenerbahçe teknik direktörü zamanı ağlattığın, hakkında demediğin hakaret kalmayan İsmail Kartal'a tüm stat tezahurat yapmak bana göre çok kötü anlardı. Stada Fenerbahçe'ye destek için gittiğini iddia edip bunları yapmak doğru gelmiyor. Oyuncu 20.dakika topu ayağına alır hemen ''oooo'' diye ayağa kalkar oyuncu üzerinde baskı yaratırsın, gençler oynasın dersin ancak oynayan genci yaptığı geri pas yüzünden ıslıklarsın, ileri oynamadı diye hemen çıkmasını istersin. Bunlar bana doğru gelmiyor. Bir de bunların olmasının sebebini geçmiş yıllardan gelen başarısızlıklar olmasını söylemek de doğru değil. Tribünlerde ''Sen o formayı ıslat, mücadele et... '' şeklinde tezahurat yapıp aslında hiçbir öyle bir şey düşünmediğini, mücadele yalan galibiyet tek gerçek şeklinde bir düşünce içinde olduğunu her fırsatta bizlere gösteriyorsun.
İşin özeti Fenerbahçe camia olarak kendini yenilemeli. Ali Koç ve yönetimi iletişim konusunda gerekirse bir ekiple anlaşmalı, Fenerbahçe taraftarları gerçekten ne istediğine karar vermeli, yaptıklarının bugüne kadar işe yarayıp yaramadığını görmeli ve Fenerbahçe her ne kadar kısa vadede asla inanmasam da bir an önce ayağa kalkmalı. Yoksa tüm camia olarak gerçekten dibe düştük, daha da dip çok daha büyük sıkıntılara yol açabilir.

İlelebet Cumhuriyet

28 Ekim 2018 tarihinde oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü maçı öncesi Fenerbahçe tribünleri. Cumhuriyetin 95.yılı kutlu olsun.

28 Ekim 2018 Pazar

Fazla Anlamlı

2018'de vizyona giren Ölümlü Dünya filminde bir asansör sahnesi vardır. Serhan, Begüm, Zafer ve Serbest'in yukarı çıkarken diyalogu. Zafer rolüyle Doğu Demirkol girişte bir resim gördüğünden, fazla anlamlı bulduğundan bahsediyordu. Ne resim anlamlıydı ne onunla ilgili bir şey oldu. Benim de aklıma bu fotoğrafı görünce aynı böyle duygular geldi. Omuz omuza gelmiş Fenerbahçe takımı. Ankaragücü maçı için son yapılan antrenmanda ortaya çıkan bu görüntü bence fazla anlamlı. 20:30'da Kadıköy'de Ankaragücü maçı Fenerbahçe için sadece 3 puan değil, bir mesaj maçıdır. Fenerbahçe futbolcuları o mesajı verecekler mi göreceğiz...

26 Ekim 2018 Cuma

Yanarım Senin Uğruna


25.10.2018 Anderlecht deplasmanında Fenerbahçe tribünü. 

Anderlecht 2 Fenerbahçe 2


Öncelikle bu bir maç yazısı değildir. Sadece maçın hissettirdiği düşünceleri yazıya dökme olayıdır. Fenerbahçe deplasmanda Anderlecht ile 2-2 berabere kaldı. Kısa kısa yazalım.

Maça yine 3'lü savunma ile çıktık. Hoca bir süredir bunu deniyor ve açıkcası denediği maçlarda yapılanlara bakacak olursa bu tuttu diyebiliriz. Sırf gol atamadık, kazanamadık diye bir oyun planını dibe batırmak bana doğru gelmiyor, aynı şekilde sırf kazanıyor diye de bir oyun planını abartmamak lazım.

Fenerbahçe kadrosu mücadele olarak elinden geleni fazlasıyla yapıyor. Sahada herkesin mücadele ettiğine inanıyorum. Ancak mücadele etmek her zaman sonuç getirmiyor. Özellikle ilk yarı Hasan Ali, Isla, Frey, Elif gibi oyuncuların biraz daha iyi topu kullansa atacağı paslarla golü atmak çok kolaydı. Ancak burada devreye yetenek giriyor ve pozisyonlar kötü sonuçlanıyor. Yani maçı ön yargıları olmadan izleyince bunu net şekilde görüyorsun. Kaleciyle karşı karşıya kaçan 2 net top ve son pasların kullanılmadığı bir çok pozisyon sadece 45 dakika sonunda karşımızdaydı.

2.yarı başında yenen gol ve 2-0 geriye düşen bir Fenerbahçe. Ancak oradan ayağa kalkıp da skoru 2-2'ye getirmeyi başardık ve hatta Elif Elmas'ın çaprazdan bulduğu pozisyon gol olsa 2-3'e getirmek mümkün olacaktı. Bu geri dönüşü sağlamak bile önemliydi.

Özellikle fotoğrafta duran isimlere baktığımız zaman normal şartlarda Fenerbahçe forması giyemeyecek oyuncuların mevcut kulüp durumundan bu formayı giydiğini görüyoruz. Herkes de bunu görüyordur.

Frey beğenilmiyor, tarihin en kötü forveti deniliyor ama insanların ciddi şekilde abarttığını düşünüyorum. Bugün maçı 1 gol, 1 asistle tamamlamasa da Frey'i yıldız ya da çöp diye değerlendirmenin yanlış olduğunu düşünüyorum. Bekleyelim, görelim.

Frey oyunda kalırken neden Slimani çıktı? Çünkü Slimani'nin maç boyunca top almak için harcadığı efordan dolayı yorulduğunu, bir önceki maç sakatlığından dolayı oynamadığını unutmayalım. O yüzden de çıkması son derece normal. Zaten karşılaşmanın son dakikalarında Frey'in ısrarla prese devam etmesi, top kazanması, oyunu dağıtması da bunu kanıtlayan bir şey oldu. Ayrıca bugüne kadar çok beğendiğim Slimani'nin bu akşam kötü oynadığını da söyleyeyim.

Benzia da çıktı çünkü o da sakattı. İnsanlar nasıl Benzia çıkar diyor ama bunu unutuyor. Zaten maçın sıcaklığıyla yapılan yorumların biraz düşünüldüğünde değiştiğini net şekilde görüyorum. Sakatlıktan çıkan Benzia'nın oyundan çıkmış olması abartılacak bir şey değil.

Jailson da Aurelio benzetmeleri yapılan oyuncumuz. Henüz karar veremedik ne oynadığını ama onu da değerlendirmek erken. Yine de elinden gelen mücadeleyi sergilediğine inanıyorum.

Maç sonunda Barış'ın oynamaması ile ilgili Cocu'nun açıklamalarını okuduk. Barış formayı almak istiyorsa hakkında söylenen -iddialar var- hataları yapmayı bırakacak ve sadece futbola konsantre olacak. Zaten Fenerbahçe'de de, milli takımda da ilk 11'e giremeyen bir Barış'tan bahsediyoruz. Yani mesele Cocu falan değil.

Alper Potuk Fenerbahçe formasını haketmeyen 1 numaralı isim. Cocu'ya katılmadığım konulardan birisi. Alper Potuk bu takımda 1 dakika oynamayı haketmiyor. Bu akşam oyuna girdikten sonra yapamadığı pozisyonlarla bunu net şekilde gördük. Umarım uzun bir süre Alper Potuk görmeyiz.

Cocu gitsin deniliyor, ben demiyorum. Çünkü Fenerbahçe'nin gelecek herhangi bir hoca ile bundan daha iyi olacağına inanmıyorum. Fenerbahçe kadrosuna baktığımız zaman ilk 11'de oynamaması gereken çok fazla isim var. Bu isimleri herhangi bir hocaya da versen fazlasını alamazsın. Çünkü mücadele, şans gibi faktörler bir yere kadar. İşin içinde bir yerde yetenek giriyor ve o da takımda yer alan futbolcuların çoğunda yok.

Skertel'e bir şey olmasın. Takımın gerçekten en vazgeçilmez oyuncusu olabilir.

Fenerbahçe taraftarları yine süperdi ancak yine söyleyeyim beste seçimi konusunda neden bilmiyorum ama bir besteye takılıp gittiğimizi düşünüyorum. Skor 2-1 olmuşken ''kederli günler... '' söylemek bana doğru gelmiyor. Belki bir ara tribünle ilgili bir yazı da yazarım.

Gruptan çıkma şansımız devam ediyor. Evimizde 2 maçımız var. 2 galibiyet kesin olarak çıkartır ve hatta 1 galibiyet, 1 beraberlik bile bize yetebilir. Uefa'da gruplardan çıktıktan sonra yakalanan hava ile beraber nerelere gidilebildiğini biliyoruz. O yüzden gruptan çıkmak önemli.

Pazar günü 20:30'da Kadıköy'de Ankaragücü ile oynuyoruz.

Son olarak 3'lü savunma oynayan, mücadele eden, her maç çok sayıda pozisyon bulan bir Fenerbahçe'nin taraftarıyla beraber daha iyiye gideceğine inanıyorum. Umarım Pazar günü iyi bir taraftar desteği ile galibiyeti alır, Galatasaray deplasmanına gideriz.

Fenerbahçe'nin geçiş sezonu olduğunu ve isimlere bakmadan sonuna kadar Fenerbahçe demeye devam edeceğimi de belirteyim.

24 Ekim 2018 Çarşamba

Balık


Açıkcası bu filmi izleme sebebim adının Balık olması. Balık ve balıkçılık konusunda ne kadar ilgili olduğumu bu blogu okuyan herkes biliyor. Bu filmi de bu sebeple izlemek istedim ve konuyu da okuyunca hemen başladım. Balıkçılık yaparak geçimini sağlayan Kaya bir yerden sonra kızının hastalığının masraflarını karşılamak ve geçinmek için daha çok balık tutmak ister ve bunun için farklı yöntemler geliştirir. Ancak bu yöntemler sonucunda hiçbir şey Kaya'nın istediği gibi gitmez. İnsanların çaresizlikle ne gibi hatalar yaptığını, doğanın karşısında kimsenin kazanamayacağını net şekilde anlatan bir film olmuş.

Bülent İnal ve Sanem Çelik filmin başrollerinde. İkisi de oldukça iyi oyunculuk sergilemişler.

Film boyunca balık mezatlarından görüntüler var. Gerçekten çok başka bir keyiftir oralardan gidip balık almak.

Uzun süredir gitmek istediğim ancak bir türlü fırsat bulamadığım Bursa Gölyazı'yı da görmek güzeldi. Filmin tamamı Gölyazı'da çekilmiş. Geçimini balıkçılıkla sağlayan bir köy, kötü olma şansı yok.

Yönetmen Derviş Zaim'in filmiymiş. Açıkcası daha önce filmlerini çok duydum ancak ilk kez bir filmini izleme şansı yakaladım. Özellikle bu filmi izledikten sonra en çok beğenilen Derviş Zaim filmi olan Tabutta Rövaşata'yı da izlemek lazım.

28 Türkiye Şampiyonluğu


Bir kaç senedir taraftarlar aracılığı ile dile getirilen 28 şampiyonluk olayını bu kez resmi site aracılığı ile dile getirdik. Kulüp efsanelerinin emeklerinin çöpe atılmaması açısından hakkımız olan bu şampiyonlukların verilmesi gerekmektedir. Ligin adına Lefter'i verip, Lefter'in şampiyonluklarını saymamak nereden bakarsanız bakın saçmalık. Umarım kulüp bunun üstüne gitmeye devam eder. Kulüp şöyle bir site açtı. Girip detayları okuyabilirsiniz.

23 Ekim 2018 Salı

Kar


Gayrimeşru bir ilişkinin sonucu doğan Müzeyyen Antalya'da lise son sınıf öğrencisidir. Okulda ve sokakta bir kaç arkadaşıyla beraber her türlü olaya bulaşan bir hayat yaşıyorlar. Okulda hocalara kafa tutmalar, kavgalar, sigara ve alkol kullanımları, uyuşturucu kullanımları, hırsızlık, seks... Hayatı bu şekilde ilerlerken daha önce hiç görmediği üvey kardeşi Ali gelir ve hayata onunla devam eder. Klasik liseli sahnelerinin olduğu, mahallenin serseri çocuğuyla sevgili olan, uyuşturucu kullanan bir kızdır Müzeyyen. Hazar Ergüçlü performansı ile beraber filmin yıldızı. O kadar iyi oyunculuk sergiliyor ki bir an bile ''olmamış'' demiyorsunuz. Sadece Hazar Ergüçlü performansı için bile izlenecek bir film.

Mahallenin abilerinin okul bahçesinde top oynayan çocuklara bulaşması, zorla deri ceketi bile çıkarmadan maç yapması, sert oynamaları ve sonunda bir şekilde kazanmaları da eminim bir çok kişinin çocukken mahallesinde yaşadığı bir olaydır. 

1 saat 35 dakikalık filmin yönetmeni 1990 doğumlu Emre Erdoğdu. Bu yaşta bu yetenek varsa ilerleyen zaman neler yapacağını da merakla bekliyorum. Nuri Bilge Ceylan'a selam çakmasından da hedefinin neresi olduğunu anlayabiliyoruz.

Blu Tv'den izleyebilirsiniz.

5 Ekim 2018 Cuma

Slimani’nin Savaşı


Fenerbahçe Spartak Trnava’yı 2-0 yenerken Slimani 2 golle yıldızlaştı. Gol pozisyonlarına girdi, mücadele etti, savaştı ve 2 golle maçın yıldızı oldu.

1.fotoğraf atağın başladığı yer, Slimani kafayla Frey’e indiriyor ve atağa başlıyor, 2.fotoğraf Frey’den gelen topa vuramıyor ve koşarak geldiği için ağlara gidiyor, küsmüyor ve oyuna geri dönüyor, 3.fotoğraf ise yaptığı gol vuruşu. Ayew’in ortasına nefis bir kafa vurarak skoru 2-0’a getiriyor.

Slimani savaşıyor, Slimani istiyor. Bize de formanın hakkını veren futbolcu izleme şansı yaratıyor.



3 Ekim 2018 Çarşamba

Filmekimi 2018


Filmekimi 2018 Cuma günü 21:30’da Bir Yıldız Doğuyor filmi ile başlıyor. Bu sene çalışma saatlerim nedeniyle 5 filmi seyretme şansı bulacağım. Filmekimi’nde bugüne kadar filmlerin genelinin oldukça iyi çıkması, sinemada film izlemenin büyük keyif olması, arka arkaya film izleme deneyimini yaşamak gibi sebeplerden her sene imkanlar ve zaman doğrultusunda gitmeye çalışıyorum. Biz Hayvanlar, Arctic, Beğen, Sev ve Hemen Kaç, Don Kişot’u Öldüren Adam ve Merak Etme Fazla Uzaklaşamaz bu sene izleyeceğim filmler. Özellikle film boyunca neredeyse diyalog olmayan Arctic en merak ettiğim film olacak. Daha önce yine Filmekimi kapsamında izlediğim Clash filmi gibi farklı bir deneyim olacak. Filmleri izledikçe de bloga yazacağım.

Biz Hayvanlar  - 6 Ekim 11:00 Rexx

Arctic - 6 Ekim 13:30 Rexx

Beğen, Sev ve Hemen Kaç - 13 Ekim 11:00 Rexx

Don Kişot’u Öldüren Adam - 13 Ekim 13:30 Rexx

Merak Etme, Fazla Uzaklaşamaz - 13 Ekim 19:00 City’s