Genel Kurul günü İzmit’ten yola çıkarken ne yaşanacak, neye oy vereceğimi bilmiyor ancak hem kulüp tarafından anlatılanlar, hem üye konuşmaları sonunda bir karara varabileceğimi düşünüyordum.
Stadın çevresi maç günü hareketliliğindeydi. Polislerin aldığı önlemleri görünce Trabzonspor maçı alınmayan önlemler herhalde herkesin aklına gelmiştir.
Kulüp Fenerium tribünü avlusunda giriş kartlarını dağıtmak için masalar kurmuştu, oldukça düzenliydi. Ben sıra beklemeden direkt rahat şekilde kartımı alıp kapılar açıldığı gibi stattaki yerimi aldım. Sonradan gelen arkadaşlar masaların dağıldığını, ne bir sıra, ne bir görevli olmadığını, büyük bir karmaşa ve düzensizlik olduğunu sosyal medya hesaplarından fotoğraflarla paylaştılar. Elbette yetkililerin son dakika iş çıkışı durumunu öngörmeleri gerekirdi.
Stada girerken tüm taraftarlara içinde hazır çorba, sandviç, halley, limonlu kek, meyve suyu, su, hurma olan paketler ikram edildi.
Erken saatte stada girdiğim için Fenerium alt F blokta yerimi aldım. Fenerium üst tribün ve kale arkaları da taraftarlar için ayrılmıştı.
Bir gün sonra oynanacak Fenerbahçe-Adana Demirspor maçı olduğundan kulüp zemine zarar vermek istememiş. Bu yüzden platform maraton tribününe kurulmuştu. Sağ ve sol taraflarda da iki tane büyük ekran vardı. Oradan net şekilde takip etme şansı yakaladık.
Abdullah Kığılı, Şekip Mosturoğlu, Hulusi Belgü, Ömer Temelli, Selçuk Yöntem, Kubilay Aka, Metin Sipahioğlu, Sadettin Saran, İlker Başbuğ gibi isimler de hemen protokol tribününde yerini almıştı.
Genel Kurul yaklaşık 24 bin kişinin katılımıyla başladı. Klasik konuşmalar, divan seçimi derken Ali Koç’un konuşması ile devam etti. Elbette Ali Koç bizlere o günden beri yaptıklarını anlattı. Hangi karar alınmalı, hangi karar alınırsa ne olur gibi maddeleri saydı. Burada akıllara ilk soru geliyor. O zaman ilk gün bu şekilde “çekilme” demeden önce bunları düşünüp ya da her şeyi göze alıp neden konuşmadınız? Bu ilk hayal kırıklığı oldu.
Maddeleri sayarken özellikle çekilme konusunun şu an gündemlerinde olmadığını ancak 3 ay sonra değerlendireceklerini söyledi. Burada akıllara bir başka soru geliyor. Başkanlığa siz mi devam edeceksiniz? Eğer siz edecekseniz bunu kongrede söylemeliydiniz.
Süper Kupa ayrıca konuşulması gereken bir madde; statta bulunan tüm kongre üyeleri belki de sadece bu konuda aynı düşündü. Riyad’da yaşananlar, Fenerbahçe’nin tek suçlu gibi lanse edilmesi, kulübün üzerine gidilmesi, bir türlü bu kupanın oynatılmaması, yabancı hakem isteğinin karşılıksız çıkması, TFF’nin Fenerbahçe’yi yalnız bırakması ve maçın avrupa maçlarının arasına konulup ertelenmemesi gibi sebepler üst üste gelince en doğru ve akla yatan karar Süper Kupa maçına çıkılmamasıdır. Ve her türlü cezayı, yaptırımı göze almak lazım. Sen kulüp başkanı olarak taraftarları heyecanlandırıp o stada getiriyorsan en azından sonucu ne olursa olsun her şeyi göze alabilmen lazımdı.
U19 kararı zaten tüm stat tarafından reddedildi. Ancak burada başka bir sıkıntı ortaya çıktı. Tüm genel kurulun kesin bir şekilde reddettiği bir karar yönetim tarafından verilen önergeye yazıldı, oylandı ve apar topar şekilde kabul ettirildi. Kimse bu kararı desteklemiyor.
Yine her Fenerbahçe kongresinde yaşadığımız olayı yaşadık. Konuşmacılar. Yaklaşık 160 kişi kürsüye çıkıp fikrini söylemek istedi ancak yine böyle bir şey olmadı. Başkan konuştuktan sonra kongreye ilgi azaldı, iftar sonrası dikkatler dağıldı, devamlı yapamıyoruz, çekilemiyoruz, mümkün değil gibi kelimeler, cümleler duyunca kimse zaten ortada alınan belli kararlar varken 160 kişiyi dinlemek istemedi. İlk konuşmacı üzücü şekilde yuhalandı ve sadece 3 kişinin konuşması sonrası bu da bitirildi.
Oylama yapılmış, kulübe yetki verilmiş sen çıkıp bunun üstüne “müzakereler devam etsin mi?” diye bir oylama yaparsan elbette etmesin kararı çıkar.
Yapılması gereken önce belli başlı üyeler sadece gündem ile ilgili süre sınırı olacak şekilde konuşacaktı, kongreye ara verilecekti, Başkan buradan da aldığı fikirleri derleyip bize anlatacaktı ve oylama yapıp olayı kapatacaktık.
Yanımda oturan üyelerin büyük kısmı başkanın ilk konuşması sonrası stadı terketti. İftar sonrasında ise stadın büyük kısmı boşalmıştı.
Sonuç olarak Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelen kongre üyeleri büyük bir hayal kırıklığı ile evlerine döndüler.
Kongreden umduğumuzu alamadık, radikal yaptırımların daha net şekilde alındığı, başkanın bizleri daha motive edeceği bir toplantıyı izlemek isterdim.
Günün tek güzel olayı Fenerbahçe taraftarlarının hafta içi, Ramazan ayında yaklaşık 24 bin kişi bir araya gelip camianın gücünü bir kez daha göstermesi olmuştur. Bir de kulübün ikram ettiği limonlu kek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder